İskenderun Emniyeti Dur Durak Bilmiyor! Denizin Altında Görmediklerimiz

0
92

Bir uçsuz bucaksız deniz düşünün. Bizler hep denizin üstüne odaklandığımızdan, ya esen fırtınadan dolayı çıkan dalgaları ya da süt liman olmuş denizin üstünde gezinen tekneleri veya gece ay ışığının yansıdığı yakamozları görürken, keyifle denizin güzel ihtişamını yaşarız. Sahil kıyısında bir masa etrafında toplanıp akşam yemeği içilen bir kaç kadeh rakı ve mırıldanarak söylenen şarkılar bizleri rahatlığın en itina yerlerine götürür getirir.

Hiç düşünmeyiz bu denizin içinde neler oluyor diye?.. Hâlbuki denizin üst tarafında sessizlik ve mutluluklar oluşurken, denizin altı felaket bir şekilde karmakarışık… Ah oralara bir inebilsek, oralarda neler var neler?! Çok büyük savaşlar var. Çok büyük mücadeleler var!

Şehrimizde çok rahat geziyor ve dolaşıyoruz. Kanunlara ve devletin men ettiği kaidelere uyduktan sonra sana ne karışan olur ne de buralarda ne yapıyorsun diye soran olur. Evimizde rahat uyku uyurken, bizlerin görmediği ve bilmediği şekilde oluşan “devletimizin güvenlik güçleri” hep yanımızdadırlar. Tıpkı denizin altında oluşan hareketlilik gibi şehrimizin her noktasında gece ve gündüz görevlerinin başındalar.

O güçleri kimler görür? O güçleri devlete karşı gelenler görür! O güçleri devletin men ettiği işleri yapanlar görür! Doğru insanlar onların hareketini asla görmez.

Beş ay önce iş yerimde bizler için ufak görünen ve yalnızca basından takip etmeye alıştığımız gerçek, gelişen adli vakanın canlı şahidi oldum. Emniyet görevlisi bir arkadaş iş yerimde bulunan kamera görüntülerine bakmak istedi. Ben görüntülerin tamamını onların emrine açtım. Çok dikkatli şekilde saat-saat gelişmelerin görüntülerini kendi cihazına kopyaladı.

Merak ettim memura sordum. ‘Memur bey bu neyin görüntüleri, hırsızlık mı, gasp mı veya başka bir şey mi var’ dediğimde, bana dönerek, ‘…Hiç sormayın bir cinsi sapıkla başımız dertte. Bir aydır çok değişik yerlerden görüntüler alıyorum. Şahsı belirledik sayılır, an meselesi her an onu yakalayacağız. Yaşına başına bakmadan böyle kişiliksiz kişiler her türlü suçu yapmak için kurgulanmış. Görevimiz böyle insanları toplumumuzdan temizlemek. Burada toplumumuza da çok büyük işler düşüyor. Her türlü vakalar da polis imdat 155 hattını arayarak, böyle art niyetli kişiler hakkında geç kalınmadan işlemler yapılır’ dedi.

İskenderun Emniyet Müdürlüğüne bağlı İskenderun Sanayi Sitesinde bulunan Şehit Haydar Polis Merkezine bir işim düştü. İşimi hallettikten sonra tam kapıdan çıkacaktım ki iş yerime kamera kayıtlarını alan polis memuruyla karşılaştım. Beni görünce hemen durdurdu “sana çay ısmarlamadan bırakmam” dedi. Bende onun bu misafirperver ve dostluğuna karşı çay içmeyi kabul ederek, odasına geçtik. Çayları daha içmeden bana ‘Şu senin yanında kayıtları aldığım zanlı vardı ya onu çok şükür yakaladık ve adli soruşturmadan sonra şimdi içeride…’ dediğinde inanın onun o anki sevinci kadar bende onun kadar sevindim.

Bu bildiğim ve tesadüfî öğrendiğim sadece bir olay. Bu memlekette bilmediğim veya bilmediğimiz o kadar çok adli olaylar var ki… Bizler o gelişen olayları asla bilmeyiz. Bildiğimiz, huzurlu bir şehirde özgürce yaşadığımızdır. Kapıların ardında ne oluyor, ne bitiyor, neler yapılıyor onu ancak konusunda uzmanlaşmış kişiler bilir.

İskenderun, koskoca Türkiye’de sadece bir damla. Öbür damlalarda da emniyet ne yapacağını bilir vaziyette. Yüce Allah’tan tek temennim, ordumuzu ve emniyet güçlerimizi korumasıdır. Nice yağız delikanlılarımız, vatanımızda rahat yaşayalım diye şehit ve gazi oldular. Korkusuzlar Allah’ın sırrı ile kaplılar. Onlar bizim evlatlarımız. Onlar amcamız, teyzemiz. Kendi kanımdan kendi canımdan insanlarımız.

Başta İskenderun Emniyet Müdürü Zeki Balcı şahsında tüm emniyet güçlerimizi canı gönülden kutluyorum. Başarılarının daim olmasını kalben temenni ediyorum. Denizin üstü başka altı bambaşka!.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here