“Her 6 Saniyede Bir Kişi Diyabet Hastalığına Bağlı Olarak Hayatını Kaybediyor”

0
23

Batıgöz İskenderun İç Hastalıkları Uzmanı Hakan Özdemir; “Her 6 Saniyede Bir Kişi Diyabet Hastalığına Bağlı Olarak Hayatını Kaybediyor”

Halk arasında ‘şeker hastalığı’ olarak bilinen diyabet hakkında açıklamalarda bulunan Batıgöz İskenderun Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Özdemir; “Her 6 saniyede bir kişi diyabet hastalığına bağlı olarak hayatını kaybediyor” dedi.

Yoğun bir görülme sıklığı olan ‘diyabet’ ile ilgili merak edilenleri anlatan Özdemir, dünyada her 11 insandan bir tanesi diyabet hastası iken, Ülkemizde her 7 kişiden birinde diyabet, her 3 kişiden birinde ise halk arasında ‘gizli şeker’ olarak bilinen prediyabet olduğunu söyledi ve her 6 saniyede bir kişinin diyabet hastalığına bağlı olarak hayatını kaybettiğini kaydetti. Diyabetin görülme sıklığının hamur ağırlık beslenme alışkanlıklarının yoğun olduğu bölgemizde daha fazla olduğunu da ifade eden Özdemir; “Beslenme alışkanlıkları çok önemli. Özellikle hamur işi yeme, hareketsiz kalma, hazır gıdalar, fastfood alışkanlığı, bunlar hep diyabeti tetikleyen şeyler. Özellikle pandemi döneminde görülme sıklığı arttı” diye konuştu.

Diyabetin, pankreasın, kan şekerini düzenleyen bir hormon olan insülini yeterli üretemediği ya da üretilen insülinin kullanımında bozukluk sonucu oluşan kandaki şeker düzeyinin yükselmesiyle gelişen süreğen (kronik) bir hastalık olduğunu kaydeden Özdemir, diyabet tipleri hakkında verdiği bilgilerde; “Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet), Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet), Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti), Diyabet hastalarının çoğunu tip 1 ve tip 2 diyabet oluşturmaktadır” dedi.

Diyabet hastalığının sık görülen belirtilerini ağız kuruluğu, çok su içme, çok idrara çıkma, normalden fazla yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma olarak aktaran Özdemir; “Daha az görülen belirtiler ise bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, el ve ayaklarda yanma donma ve kaşıntı olabilir” dedi.

Fazla kilolu insanların, birinci ve ikinci derece yakınlarında diyabet bulunan kişilerin, doğum tartısı 4.5 kg veya üzerinde olan bebek doğuran veya daha önce gebelik diyabeti tanısı almış kadınların, hipertansif bireylerin, kolesterol seviyesi yüksek olanların, polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınların, kalp damar hastalığı bulunanların, düşük doğum tartılı doğan kişilerin, hareketsiz yaşam süren veya fizik aktivitesi düşük olan kişilerin, doymuş yağlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlıkları olanların diyabet hastalığı geliştirme riski yüksek bireyler olduğunu vurgulayan Dr. Hakan Özdemir, diyabet tanısının açlık kan şekeri, HbA1C ölçümü ve şeker yükleme testi yapılarak konulduğunu belirtti.

Diyabetin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Özdemir; “Diyabet (Şeker Hastalığı) tedavisinde amaç kan şekerinin normal düzeylere indirilmesi ve hastalığın bilinen diğer zararlı etkilerini en alt düzeye çekmektir. Öncelikle diyabet hastasının hastalığı kabul etmesi gerekli. Diyabet tedavi edilebilir ancak ömür boyu süren bir hastalıktır. İlk başta beslenmemizi düzenliyoruz. Beslenme en önemli tedavidir. Diyetimize uymazsak şekerimiz düzelmez. Her şeker hastasının kendine özgü bir diyeti vardır. Kilolu hastanın diyeti farklıdır, zayıf hastanın diyeti farklıdır.

İkinci aşamada egzersiz çok önemli. Gün aşırı 45 dk’lık, normalden biraz hızlı olan yürüyüşleri diyabete iyi gelir. İlaç olarak da ağızdan alınan ilaçlar ve iğne olarak kullanılan insülinler vardır. Tip 2 diyabetli hastalarda hem ağızdan verdiğimiz haplar hem insülin tedavisi verebiliyoruz. Ama Tip 1 diyabetli hastalar sadece insülin kullanmak zorundalar. Diyabet hastası kontrollerini 3 ayda bir mutlaka yaptırmalıdır” şeklinde bilgiler aktardı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here