Değerli okurlarım, hepinizin çok iyi bildiği gibi “ailede, toplumda saygı-sevgi yoksa” oralarda hayır ve bereketten ve de başarıdan söz edilemez. Bu yanlışları çoluk çocuk yapmışsa “Uyarırız, kulağını çekeriz ve bir daha da yapma” deriz. O çocuk utancından o yanlışa düşmez diye düşünenlerdenim.
Telafisi mümkün olmayan yanlışı bir bakan yaparsa, onun nasıl kulağını çekelim, ne şekilde uyaralım ya da birileri nasıl onu tokatlasın? Spor Bakanı ne söylemişti? “İstemeyenler kına yaksın, kına stoku bitti” falan. Bu kişi kendisini bu göreve getireni tanımamış olsaydı inanın ki böylesine millete hakaret etmezdi. Ayrıca, kendisini bu göreve getiren kişiyi gerçekten hiç görmemiş olsaydı, böyle bir kültüre de sahip olmayacaktı. “Al ananı da git” diyenin alt kadrosunda çalışan birinin böyle bir kültüre sahip olması bana göre çok normal.
Olimpiyatlar, icra edilen ülkelerde bazı güzellikler bırakıyor ama hep pozitif enerjimi veriyor sanıyorsunuz? Olimpiyatların yapıldığı her ülkede şimdiye kadar istemeyenler, muhalefet edenler oldu. Araştırmalarım bunu gösteriyor. Bunları sık-sık duyduk ve bundan sonra da duyacağız. Ancak, olimpiyatları alamadık ama karambolden bir ülke imza attık. Çok önemli fiyakalı bir imza!
Olimpiyatlar şu ya da bu şekilde alamadıktan sonra bu ülkelerin yöneticilerinin ortaya çıkıp da “istemeyenler şeylerine kına yaksın, kına stoku da bitti!” denildiği duyulmamıştır ve hiç kimse de bu tür çirkinliğe tanık olmamıştır. Örneğin, olimpiyatları Japonya’ya (Tokyo’ya kaptıran Madrid yönetimi “Kınaya” benzer bir çıkış yapmış mıdır? Hiç sanmıyorum.
Örneğin, olimpiyatların 15 milyon nüfuslu, iki kıtayı birleştiren kadim şehri İstanbul’da yapılması konusunda çekimserdim, mütereddit idim. Çekimser oluşumun iki önemli nedeni vardı… “-Hükümet, bu hadiseyi oya dönüştürmeye çalışacak ve gündemi değiştirmek isteyecekti, bu kesin…” “-Gezi Parkı olayları hazımsızlığı gündeme gelecek, Taksim köstebek yuvasına dönecek, kent sakinlerinin yaşadığı inşaat buhranına tek bir kazmanın, dozer kepçesinin eklenmesi bile daha büyük buhranlara neden olacaktı.” Anlatmak istediğim, olimpiyatlara kadar hükümetin İstanbul’da yapmayı düşündüğü her şey engel tanımaksızın yapılacaktı. Olimpiyatlar bir araç olacaktı.
Geçenlerde bir yerde okumuştum. Birleşmiş Milletler eski Konut Hakkı Raportörü Miloon Kothar’nin tespitleri de nazı gerçekleri yansıtıyor. Bakınız, Miloon Kothar ilginç şeyler söylüyor. AVM’lerden, lüks konutlardan, modern kent yaratma fikrinden, yoksulların olimpiyatları göremeyeceği ama otoritelerin bu hadiseyi fırsat bileceklerinden altını çizerek söz ediyor. Futbol nasıl bize göreyse, bu işte tam bizim hükümete göre cuk diyor.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA