Değerli okurlarım, bildiğiz gibi, sporla ilgili bir konuya başlarken, bu sayfanın önemli bir bölümünü biraz bilimsel, genel olarak edebi ifadeler kullanarak sizlere sunuyorum. Yıllar öncesinde sizlerinde beğeni ile okuduğunuzu bildiğimden devam ediyoruz.
Futbolun kimyası bozuluyor da, insanların kimyası bozulmuyor mu? Zaten bu noktaya gelişimizin en büyük nedeni, insanların kimyasının aşırı derecede bozuk olması değil midir? Bazı insanların güzel yaklaşımlarını görünce nedense dini yönüm ağır bastı ve o yönüyle makalemize devam edelim…
“Elindeki mumu şamdana koy da herkes aydınlansın…” Bu güzel sözleri İsa Aleyhisselam söylemiş. Allah’ın peygamberi ve de sevgili kulu. Bu ifadeleri açıklamaya gerek dahi duymuyorum.
Bir insan böyle düşünürse, hikmetinden sual olmayan Yüce Yaradan, her şeye icabet eden nihayetsiz bir şefkat ve merhamet sahibi, zor durumda kalan kulunun, kendisi ve çevresi için ettiği dualara kayıtsız kalsın, duymazdan gelsin, yerine getirmesin. En yüksek duayı işitip de kabul etmesin.
Örneğin, hayvanatın zaiflerinin ve yavrularının rızık ve terbiye hususunda görünen lütuf ve kolaylığı gösteriyor ki; şu kâinatın maliki, nihayetsiz bir rahmetle terbiye eder. Terbiyenin bu derece rahimane bir şefkat hiç kabil midir ki mahlûkatın en efdalinin yani en üstünün en güzel duasını kabul etmesin.
Yaşadığımız şu dünyada, iyisi de, kötüsü de, bazılarının sık-sık söylediği gibi, sandıktan çıkmaz. Sandık bir kul yapısıdır ve de başındaki sorumlularda ihtiyaçları olan Allah’ın kuludur.
Dağın başını parselleyen satanları gördük. Denizi de parselleyen ve de satanları duyduk. Cennetin varlığını pazarlayanları herkes biliyor. Bu işleri ilim ve irfan sahibi olanlar beceremez. Hani şu “Ahdim” olsun diyenler var ya işte onlar iyi yapar, bu işleri iyi becerirler.
Kefenlere cep dikmiyorlar ne olur ne olmaz diye. Öbür tarafa da kimsenin bir şey götürebileceğini de ne duydum ne de gördüm. O halde, bu kadar aç gözlü olmaya gerek var mı? Kasımpaşalı bir arkadaşım vardı da, ondan şimdi söz etmek istemiyorum. Çünkü ona “TAMAM” dedim…
Bütün bu olumsuz yaklaşımlar neden oluyor biliyor musunuz? Kimyamız bozuk da ondan. Fiziksel bozukluğun bir yere kadar telafisi var ama insanın kimyası bozulunca yani insanlıktan çıkınca önüne geçilmiyor. İnsanlar en büyük kötülüğü yine kendileri yapar. Hem de bunu en iyi dönemlerinde yaparlar. Hayret kere hayret doğrusu…
“Biz bu kupayı neye mal olursa olsun alacağız…” Bu ne demektir sizce? Her şey var bunun içinde ama her şey. Bunu söyleyenler en büyük suçu da işliyorlar. Kimya bozum da ondan. İşler tersine gidince “Sözlerim çarpıtıldı, yanlış anlaşıldım, kandırıldım…” Yemezler!
Haddimizi bilmezsek, dilimize sahip olmazsak her şeyimizi yitiririz. Tüm güzellikler Kaf dağının arkasında kalır. Söylemesi bizden.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
