Futbola Kadın Eli Değmeli mi? (1)

0
33

Değerli okurlarım, kadın eli her şeye değmeli ve de iyice kavramalı. Değdiği yerde gül biter, huzur dolar. Fakat daha önce okurlarımın arzuları doğrultusunda ve mutadı veçhiyle edebi girişimizi yapalım.

Yine mevsimlerden söz edeceğim ama sizler fazla ciddiye almayın isterseniz. Çünkü mevsimler gelip geçiyor ve yerlerini de değiştirmemiz mümkün değil. Hangi mevsim olursa olsun. Sonbahar da olabilir, kış da… Birisi yaprak dökümüdür, ağaçlara secde ettirir. Diğeri beyaz aydınlıktır, üşütür ve hatta dondurur. Seçme lüksümüz yoktur, hepsini de yaşarız eğer hayattaysak.

Her hangi bir mevsimde yüreğinizdeki kıpırdanışları, uzaktaki sevgiliyi hatırladınız mı? Onunla sanal âlemde konuşup yakınlaştınız mı? İşte, yüreğinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı aheste-aheste nemlendiren, göz pınarlarında biriken gözyaşlarının hürriyetine kavuşmasını sağladınız mı?

Yazdıklarımın hepsi de derstir ve nedense sonradan sınav olur. Bildiğiniz gibi, okuldayken öğretmenlerimiz öğretir, dersimize çalışırız, daha sonra da sınav oluruz. Bunun fazlaca zorluğu yoktur. Mevsimleri yaşamak gibi bir şey! Kışın sıkı giyinir ve yazın da dağıtırız kendimizi.

Gerçek hayatta ise, önce sınav olur, sonra da dersini alırız. Buna tecrübe denilebilir. Tecrübe, başarısızlığa göbekten bağlıdır. Her konuda başarılı olmuş insanların tecrübesi yoktur. Önce düşüp sonra da kalkacaksın.

Gecenin bir vaktinde sevdiğinizle sanal âlemde söyleşip, yüreğinizin kıpırdanışını ve isyankâr oluşunu, yazmak için hissettiklerinizi o beyaz kâğıda aktarmak ve eksiksiz olarak okurlara sunmak, onların da mutlu olmalarını sağlamaktır. Yazar, yazarken hissetmelidir. Bu şekilde onu anlayanlar giderek çoğalacaktır. Yazarın gayesi yazdıklarının okunması ve okurlarının çoğalması olmalıdır. Bu yaklaşım yazarın moral-motivasyonuna tavan yaptırır. Yazar yokuşlara da duçar olabilir ama önce sınavdan geçip dersini aldıysa yolu açılmıştır.

Yazar, yazarken hissetmelidir. Olayı yaşayabilmeli, empati duyguları üst seviyede olmalıdır.  Bunun başka bir alternatifi yoktur.

Futbola kadınlarımızın eli mutlaka değmelidir, hem de sıkıca! Kadınların futbol müsabakalarında görev yapmaları herkes tarafından olumlu karşılanır da, (karşı çıkanlar olur mu?) demiyorum, diyemiyorum. Sadece, hani şu, “futbol garin mi doyurur?” diye düşünen hem dinci ve hem de ileri zekâlı insanlarımız var ya, işte onlar kabullenemezler.

Sebep? Din elden gidiyor! Kafir olduk gibi hurafe yaklaşımlar falan! Birinci sınıf hâkimin birisi, dava avukatının etek boyunu ölçtürmüş ve de kadın avukatı uyarmış. Düşünün ki bu kişi sıradan değil, birinci sınıf hâkim. Yazdığı raporda aynen şunlar var. Öyle duyduk. “Kadın avukatın etek boyu yasalara aykırı ve her şey olabilir…”

Sporumuza kadın eli mutlaka değmelidir. Etek boyuna aldırmayın. Zaten yan hakemlerimizin eteği yok, şortları var. Bu raporu yazan hâkimin de çenesinde sakalı var. Ona keçi sakallı diyorlar. Ne kadar ilginç değil mi?

Mutlu olun, Mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here