Futbol İçin Ayak Yeter mi? (3)

0
20

Değerli okurlarım, gerek tesis yetersizliğinden, gerekse ekonominin yetersizliğinden, bir takım küme düşse, borç batağı içinde boğulsa; kulüp başkanlarına hiçbir şey olmuyor. Hangi siyasi iktidar gelirse gel­sin onlarla kol kola, sarmaş dolaş protokolde yerini alıyor. Yani, ayaklar gibi yüreği yanmıyor, üzülmüyor, kahrolmuyor.

Şimdi, canlı bir örnek sunmak istiyorum. Bir zamanlar, bir büyük kulübümüzün başkanı, kulübünden 110 milyar dolar alacağı olduğunu söyledi. Elle tutulacak, gözle görülecek hiçbir başarı yok. Yani, kulübünü belli aşamada 110 milyon dolar borca sokan bu insan, hangi başarısından dolayı veya Türk futboluna hangi katkısından dolayı Türkiye Futbol Fede­rasyon (TFF) Başkanı yapıldı.

“Neden böyle oldu, suçludur” diye kimse hesap sordu mu? Ben öyle bir şey duymadım. Duyan varsa beni de haberdar etsin. O, 110 milyon dolar birileri tarafından hesabına yatırılmıştır, bunu da benden duymuş olun.

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, ne kadar zengin bir ülkedeyiz ki 110 milyon doları tek kalemde bir babayiğit hibe edebiliyor. Bu anlattığım, ayakların üstünde ‘Baş’ım diyenlerin günahı. Hesap sorulamıyor. Neden sorulamıyor?

“Namaz kılda, daha sonra ne yaparsan yap” zihniyeti sporumuzu da kolları arasına aldı, hararetle sıkıştırmaya devam ediyor. Özerk bir koruma siyaset müdahale etmeyecekti, öyle deniliyordu. Her şeyi görüyoruz hamdolsun! Hükümet üyelerinin yurtdışı seyahatleri gibi, futbolumuzu da yanlış ve hatalı transferler batırıyor. Ülkemiz böylece soyuluyor hem de soğan gibi!

Okurlarımın isteği üzerine, yabancı transferler ve alt yapı konusuna da gireceğim. Gerek­siz işler yapıldığında, ayaklar ne kadar zor durumda kalıyor göreceksiniz.

Liglerimizde top koşturan kulüplerin başkanları o ka­dar uyanıklar ki, zaten yüzde 98’i aynı kategoridedir. Bunlar tüccar, esnaf, işadamıdırlar. Bir çıkarları olmasa, işlerini bırakıp kulüp başkanlığı yaparlar mı ya da bu işe soyunurlar mı?

Şunu söyleyebilirim. Şu ihale işi var ya!.. İhalenin de büyüğü var, küçüğü var. Küçüğüne el atarsan belki ekmek yersin. Büyüğüne yaklaş bakalım, cız… Kasımpaşalı bir dostum var ve bu konuda şok hassas. Bu işlerin de kompe­tanı. Mahmut Hoca’nın öğrencisidir, her şeyden haberi olur ve kimseye bir şey kaptırmaz. Birisi kapmak istedi, neler çektiğini hep birlikte gördük.

Şimdi sözünü ettiğim bu kulüp başkanları, yabancı futbolcu transferine balıklama atlayarak, kulüplerine “Şampiyon Yapmak” suretiyle katkıda bulunmak, kendileri de prestij kazanıp “Büyük Başkan” kalmak istiyorlar. Yemezler. Oysa düşünmüyorlar ki, isabetsiz transferlerle sokağa atılan o paralar; sıcak-soğuk, yağmur-ça­mur demeden, ekmek paralarını maç biletine yatıran o vefakâr insanlara, yani sporumuzun, futbolumuzun ayağına, ayaklarına ait.

Gereksiz işlerle onları üzmek yerine, alt yapıdan pırıl-pırıl ve kabili­yetli gençlere, yani onların çocuklarına itibar etseler olmaz mı? Bizim Avrupa’da oynayan kaç futbolcumuz var? Bir elin parmakları kadar! Dünya ülkelerinin bizde yüzlerce futbolcusu bulunmakta ve de el üstünde tutulmaktadır. 80 milyonluk Türkiye, sağlam bir milli takım çıkaramıyor. Gözümüz Avrupa doğumlu ve orada yetişmiş gurbetçilerde. Haksız da değiliz! Bu ko0nuda bazı örnekler vereceğim, yarına…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here