Değerli okurlarım, yukarıdaki başlığa bakıp ve daha sonra içeriğini okuduğunuz da “Öcal Hoca konu bulamadı” diye düşünmeyin. İnanın ki, konu bulmakta hiç zorlanmam, sadece 40 50 yıl gerilere gitmem yeterli. Kumpasla yazı dizilen ve sayfa sekreterlerinin mizanpaj yaptığı günlerden söz ediyorum.
Neden “BUGÜN DE BÖYLE OLSUN” dedim, biliyor musunuz? Bu makaleye başladığımda, Dünya Basketbol Şampiyonasının ve son referandumun (muhtelif tarihlerde beş kez daha yapılmıştı) üzerinden 24 saat bile geçmemişti. Böylesine önemli olayların yaşandığı ülkemizde, biz de bazı gerçekleri göz ardı edemezdik, görmezden gelemezdik.
Basketbol Milli Takımımız, finale yükselmeseydi bile yine tarih yazmıştı. Çünkü tarihinde ilk kez yarı final yaşıyordu. Çeyrek finale yükselmekle, bir madalya alacaktı ya, rengi belli değildi. Sırbistan galibiyeti gerçekten bir dönüm noktasıydı. Burada, Sporcularımızın başarısı kadar, yan yönetimin de oyuna katkısı çok fazlaydı. Bunu söylemeden geçersek yanlış olur diye düşünüyorum.
Şimdi, referandumdan da söz edeceğim de, öncelikle Dünya Basketbol Şampiyonası Türk sporuna neler verdi, neler kazandırdı, onlara bir göz atalım.
Türk sporseverleri ülkelerinde bir dünya şampiyonası izlediler. Sporseverler, takımlarını marşlarla motive ederek, diğer ülkelere örnek oldular, hatta parmak ısırttılar. Bu şampiyonada tabi ki bir kazanç (Ekonomik) bekleniyordu. Bu beklenti boşa çıkmadı ve beklentilerin üzerinde oldu. Basketbol sahalarında hoşa gitmeyen, bizleri üzen, kötü not alacak hiçbir şey olmadı, bunu da sevinerek belirtmeliyim.
“BEYAZ GÖLGE” dizisiyle, ülkemizde sevilen basketbol, 12 Dev Adamın bu şampiyonada gösterdikleri başarıyla yerel basketbolumuzun hep üstüne koyacağını gösterdi. Basketbolcularımızın motivasyonları arttı, Polonya’ da yenildikleri bütün rakiplerini yenerek üstün moral kazandılar. Türk sporseverlerine unutamayacakları mutluluklar yaşattılar.
Türk basketbolunun var oluşuna neden oldular. Sporseverler, bir kaptanın nasıl olacağını gördü. Saha ve seyircinin ne denli önemli olduğu, bir kez bir kez daha gözle gözükür şekilde ispatlanmakla beraber, bilinçli, art niyetsiz, kendini takımının başarısına şartlamış sporseverlerin gücü de ortaya çıktı.
Özellikle; Dünya Basketbol Şampiyonasının ülkemizde yapılmış olması, Türk Basketbolunu ve basketbol severlerini oldukça olgunlaştırdı. Bu olgunlaşmada, 12 Dev Adam’ın oynadıkları müsabakalarda ki tüm periyotlarda istikrarlı olmaları da etken olmuştur.
Yine de, bir isimden söz etmeden geçersem, hem yanlış ve hem de eksik olacağını düşünüyorum. Tüm müsabakalarda güven verdi, istikrar abidesi oldu. HİDAYET TÜRKOĞLU! Açıklamayı yarın yapacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
