Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Ramazan ayında olduğumuz halde dünyada son bir hafta içinde birçok yer kana bulandı terör saldırılarından dolayı. Daha dün çıldırmış gibi Londra’da halkın arasına girip katliam yaptı IŞİD denen yaratıklar. Bunlar insanlıktan çıkmışlar, ölüm makinesine dönmüşler. Onları bu kadar insanlıktan çıkaran nedenleri doğrusu bilmek isterdim! Yani kim sokakta yürüyen masum insanlara saldırıp onları böyle boğazlayabilir? Sonrada Allah’ın adını anabilir?
& & & & &
Ülkemizde ise bu günlerde konuşulan en önemli olayların başında spor geliyor. Beşiktaş’ın şampiyonluğu Beşiktaşlı olsun olmasın hepimizi derinden sevindirdi. Ancak gündem aslında idam edilmeyi bekleyen zeytinliklerimiz ve meralarımız bence; en az Beşiktaş’a ve şampiyonluğuna sahip çıktığımız kadar onlara da çıkmalıyız.
& & & & &
Şimdilerde Ramazan ayındayız ya diyanete ve din adamlarına acayip sorular soruluyor inanılır gibi değil. Düşünen, aklı olan, vicdan sahibi nasıl bir insan ki “haram parayla Hac’a gidilir mi?” diye bir soru sormuş olsun? Bence o diyaneti sınamak için sormuştur yoksa parasının haram olduğunu bile bile Hac’a gitmeyi kimse düşünemez diye düşünüyordum ki diyanetten “gidilebilir” yanıtı geldi.
Eh yani “soruya bak yanıta bak derler” insana. Ve bir fetva daha “köpek giren eve melekler girmezmiş.” Köpeğin masum kaldığı, onun bile yapmadığı bir çok vahşete imza atanların yaptığı mekanlara melek girer mi acaba? Bu soru da benden.
Ah çekmekten başka bir şey yapamıyoruz, 20. yüzyılda cahiliye devrinde yaşıyor gibiyiz. Yazık bize çok yazık, dünya işini bitirdi, biz geriye bakmaktan önümüzü göremiyoruz artık.
Ve sevgili okuyucularım. Bendeniz de önümü göremiyorum artık, saniye başı neden bilmem silinen yazımdan. Acaba diyorum hayır mı var bu işte? Benim yorumum bu ama sanırım bir hocaya sorsam “hocam yazılarımı çok sık siliyorum acaba neden?” Alacağım yanıt, “elin bir yere değiyordur ya da bilgisayarına bir baktır belki bir sorunu vardır” diyeceğine “bismillah çekmeden başlamışsındır yazıya” diyecek en güzel ihtimalle. Zaten bendenizde çokkkk salak değilsem bu soruyu da hocaya soracak değilim yani dimi ya.
& & & & &
Bir çok hatalarımız yanlışlarımız, gıybetlerimiz var ve biz orucuz sevsinler! Kimi kandırıyoruz kendimizden başka. Bütün gün aç kal, sonrada akla mantığa sığmayacak sanılarda bulun, sorular sor valla çokkk özlüyorum çocukluğumun masum oruçlu günlerini çok. Şimdi büyüdük kirlendi dünya demeyeceğim hiçbir zaman çünkü dünyayı kirleten biziz, biz büyüdük ve dünyayı kirlettik. Ne yazık ki…
Buna rağmen vicdanımız sızlıyorsa hala bir şeyler vardır bizde diye düşünüyorum. Ve sağlıkla, sevgiyle her dem yürekten, vicdandan oruçlu olmamızı diliyorum. Ayrımsız gayrımsız. Yase
& & & & &
Onların Ameli Yok
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi Vesellem bir gün ashabıyla otururken bir an kıyametten bahsetmeye başladı. Anlatır… Anlatır, kıyamet günü kulun amellerine konu gelir. Kıyamet günü birçok kimse Tehame kadar sevapla gelir. Allah Teala onların amellerini boşa çıkarır. Bu dehşetli tablo karşısında ürperen Salim Mevla Huzafe Hazretleri atılarak; “-Anam babam sana feda olsun ya Resulullah, Biz o kavmi nasıl tanıyacağız?”
“-Seni hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki, ben onlardan olmaktan çok korkuyorum.”
“-Ey Salim! Onlar oruç tutarlar namaz kılarlar ama kendilerine haramdan bir şey teklif edildiği zaman Allah Teala’dan korkmadan haram işlerler. İşte Allah onların amellerini kabul etmez.”
& & & & &
Bizzat Şeytan Uğraşıyor
Bir Ramazan günü Abdulkadir Geylani Hazretleri dostları bir çölden geçiyorlardı. Hava oldukça sıcaktı. Tuttukları oruçtan dolayı açlık onların takatini kesmiş ve onları halsiz bırakmıştı. Buna rağmen, yollarına devam ediyorlardı. Bu sırada karşılarında bir ışık belirdi ve onlara şöyle seslendi: “-Ben sizin rabbinizim Ramazan’da yemek içmek size haramdır. Ama şimdi size helal kıldım. Yiyiniz içiniz.”
Bu ilginç durum karşısında heyecana kapılan bazıları, hemen su kaplarına ve yiyeceğe el attılar. Tam bu sırada Abdulkadir Geylani hazretleri dostlarını uyardı: “-Sakın oruçlarınızı açmayın!”
Sonra sesin geldiği tarafa dönüp: “Euzu billahi mine’ş-şeytani’r-racim. Euzu billahimine şerri zalike” kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım.
Bu görünen şeyin zararından Allaha sığınırım, der demez nur görünen şey bir anda kapkara kesildi! Şeytan kendisini süslü göstererek onları aldatmaya yeltenmiş ama oyunu çabucak ortaya çıkmıştı.
Kaynak: Orucu Yaşayanlar, Salih Büte, Kayıhan Yayınları, 2007
& & & & &
Cehennem Korkusu ve Sıcak Günde Oruç
Haccac ve adamları Mekke ile Medine arasında yolculuk yaparken bir suyun başında mola verdiler. Sofra kurulunca; Haccac etrafa bakın fakir birisi varsa getirin beraber yiyelim dedi. Hizmetçiler yakınlarda üzerinde bir hırka olan birini gördüler. Onu uyandırıp; Seni Haccac çağırıyor, dediler ve adamı Haccac’ın yanına götürdüler.
Haccac: “-Gel beraber yemek yiyelim” dedi.
Adam yemem diyerek Haccac’ın teklifini reddetti cevaba şaşıran Haccac sebebini sorunca: “-Beni senin sofrandan daha iyi bir yere çağırdılar.”
“-Nereye çağırdılar?” Deyince adam: “-Allah’ın misafirliğine çağırdılar. Ben oruç tutuyorum deyince, Haccac böyle sıcak günde oruç mu tutuyorsun?” Deyince adam şöyle cevap verdi: “-Evet, bu sıcak günde oruç tutuyorum ki kıyamet gününün sıcaklığından kurtulayım” dedi.
Günün Şiiri
Mihriban
Sarı saçlarını deli gönlüme
Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklim şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Abdurrahim Karakoç
Kaside
Eminim ki boşa gitmeyecek çekilen zulümler .
Eminim ki güneş yeniden gülecek , açacak yeniden güller.
Eminim ki boşa değil bunca acı, bunca keder .
Eminim ki kader yırtacak bendini diyecek ki yeter.
Belli ki boşuna değil bunca canın toprağa girişi.
Rabbin bunda da vardır elbet bir işi.
Utanma Ey sevinç! Ey hürriyet! Ey medeniyyet _i peyker!
Elbet kaderden kalacak sana ebedi bir yer.
Zehra ÇETİN
Günün Fıkrası
Ayvayı Yedin
Bir adam uçağıyla Afrika’nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden “işte şimdi ayvayı yedik” der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
“Hayır evladım sakin ol hiçbir şey olmayacak.”
“Peki ne yapmam gerek?”
“Şuradaki mızrağı görüyor musun?”
“Evet.”
“Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine sapla.”
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine saplar. “Evladım iste şimdi ayvayı yedin.”
Günün Sözü
-Söylenen söz, atılan ok, kaçan fırsat, giden gençlik geri gelmez.
-Allah’ım ‘Bana değiştiremeyeceğim Şeyleri tevekkül içinde kabul edecek vakarı, değiştirebileceklerimi değiştirecek cesareti ve ikisi arasındaki farkı anlayabilecek aklı nasip et.
Reinhold Neibuhr
