Okullarda Coşku Başladı

0
64

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Okul sokağında oturmanın en güzel tarafı okullardaki etkinliklerden anında haberdar olmak… Şimdi cumhuriyet haftasındayız değil mi okullarda çalışmalar başladı bile… Bandolu yürüyüşler, şiir yarışmaları ve değişik etkinlikler ve biz bunları gördükçe onlar gibi heyecanlanıyoruz… Tabi bendeniz daha çok heyecanlanıyor olabilirim ne de olsa Cumhuriyet çocuğuyum. Bendenizin de bir sürü hazırlıkları var o güne özgü. Belki şimdi Başkanlık yönetimi adı ancak başkanlığa geçebilmek için özgür bir ülke olmak gerekiyordu. Bugün özgürsek  ve egemenlik hakkımız varsa  bu cumhuriyet ve TBMM’nin kurulma aşamasında verilen kurtuluş savaşının eseridir. Kısaca Cumhuriyetin kurulmasına kadar geçirdiğimiz zaman gerçek bir kurtuluş savaşı verdiğimiz zamandır.

Bu tarihsel süreçte ülke itilaf devletleri arasında paylaştırılmıştı, milli irade yok edilmek isteniyordu. Atatürk ve silah arkadaşları tarafından Erzurum ve Sivas Kongreleri gerçekleştirilmiş, 23 Nisan 1920’de milli iradeye dayanan Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Büyük Millet Meclisi, yayınladığı beyanname ile “egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir gücün bulunmadığını” ilan etmiştir. Bunun için kurtuluş savaşı vermiş bir ülkenin kendi kendini yönetme hakkına kavuşmasının adıdır TBMM ve Cumhuriyet. Bugün aslında kurtuluşumuz için verilen son  aşamanın adıdır Cumhuriyet. Biz cumhuriyeti ve bayramını ömrümüz oldukça kutlayacağız çünkü bizim için kurtuluşun simgesidir, yalnızca bir yönetim adı değildir Cumhuriyet.

Bize cumhuriyeti ve TBMM’ni yani insanlık onurumuzu ve egemenliğimizi hediye eden Atatürk ve silah arkadaşlarını her zaman rahmetle sevgiyle anacağız.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım sorgulayan çocuklar, araştıran çocuklar bu zamanda, uyumsuz ve yaramaz adı altında şikâyet ediliyor ailelere ve okul idaresine.

Bizim komşunun minik kızı cin gibi zeki, sorgulayıcı, her şeyi didik didik soran, soruşturan, daha ana okula gidiyor. Aile çocuğu anlamaktan uzak, onlarda sorgulayan, araştıran çocuklara tahammül edemiyor. “Otur” deyince oturacak “kalk” deyince kalkacak çocuk istiyorlar.

Kimse kendinden azıcık ödün vermek istemiyor, çocuğu azıcık dinlemek için. Ve çocuklar psikiyatırlara götürülüyor ve onlarda  çocuğa ilaç verme yoluna gidiyor sakinleştiriciler falan. Etrafta hayal gibi dolaşan çocuklar bilmiyorum neymiş sıkıntıları, uyumsuzmuşlar. Sorgulamak araştırmak uyumsuzlukmuş…

Yazık ediyoruz bu çocuklara çok yazık.  Bizim çocuğu tanıyorum doğduğundan beri annesi “kalk” derse kalkacak “otur “derse otaracak bir çocuk olarak yetiştiriliyor, bir şey alacaksa anneye bakacak o izin verirse alacak değilse yine almak için bütün kapıları zorlayacak.

Anneyi uyardık çocuk bu  kadar da sıkılmaz, bu robot mu uzaktan kumandayla mı çalışıyor? Çocuk tabi bu sıkıya gelemedi doğası gereği  okulda sorgulaması bitmiyor, otur kalk komutlarını dinlemiyor. Olacağı buydu. Otur konuş, kendinle konuşmuş gibi oluyorsun çünkü onun derdi oyuncağında. Her şeyin bir zamanı var, oyun çocuğu oyunla eğitilir. Onu başka türlü eğitirsen sen yorulursun çünkü o kafasına koyduğu şeyi yapmak için elinden gelenden fazlasını yapar. Çünkü onlar özgürlüklerine bizden çok ama çok düşkünler ve onların inatçılık zamanları var. İyi bir eğitmen ve anne çocuğun bu zamanının ayrımında olmak zorundadır ki inadına gitmesin… Çocuğun inadına gitmez, onu görmezden gelir, uygun zamanı kollar, çocuğunun ve kendinin iyiliği için. Yasaklar ve inatlaşmalar sadece zarar verir çocuklara ve ailelere. Ve biz çocuklarımızı heder etmek için doğurmuyoruz. Rahmetli annem derdi ki hiçbir beden büyümez diğerini   yok etmeden yani bir can büyütüyorsanız kendinizden ödün vermek zorundasınız. Bu kadar  net ama bu ödünü sevgiye çevirirseniz ohhh dünyada bundan daha güzel bir şey olamaz. Çocuk sevgisinden daha güzel bir şey tanımıyorum dünyada. Bütün güzellikler ondan sora gelir.

Ama arkadaşlar çocuklarınıza ne olursa olsun antidepresan  ilaç vermeyin, onlara yazık etmeyin. Zaten toplumun yarısından çoğu hiç gereği  yokken bu ilaçları alıyor, buna ek tansiyon ve kolesterol ilacı  Allah’ım ya rabbim ilaçsız yaşayamıyoruz artık toplumca ilaç firmalarının velinimetiyiz valla.

& & & & &

Cumhur ittifakı sallanıyor her halde. Sayın Bahçeli geçenlerde 31 Mart 2019 Mahalli idareler seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz aşamada artık kalmamıştır diyor bundan ne anlaşılıyor?

Andımız ve af yasasının polemiği iki partinin arasını açan her halde. Doğrusu Andımız konusunda sayın Bahçeli’ye hak veriyorum, bizim kastımız kesinlikle Milliyetçilik değil, vurguladığımız bu değil, aynı ülkenin insanı olunca  aynı ülküyü paylaşmak çok doğal değil mi?

Valla  politika işte böyle bir şey…  Dengeler her an değişebilir. Hayırlısı olsun diyoruz. Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlıkla ve sevgiyle kalalım ayrımsız, gayrım sız hep birlikte. Yase

Günün Şiiri

İçinden Doğru Sevdim Seni

İçinden doğru sevdim seni

Bakışlarından doğru sevdim de

Ağzındaki ıslaklığın buğusundan

Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de

Beni sevdiğin gibi sevdim seni

Kar bırakılmış karanlığından.

 

Yerleştir bu sevdayı her yerine

Yüzünde ter olan su damlacıklarının

Kaynağına yerleştir

Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına

Gül taşıyan cocuğuna yerleştir

Ve omuzlarına daracık omuzlarına

Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın

Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten

Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir

Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde

Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe

Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran

Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne

Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun

Kar taneleri gibi uçuşan

Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine

Yerleştir bu sevdayı her yerine.

 

Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere

Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden

Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen

Sevdayı

Ve köpüklendir

Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın

Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten

Öğrenmez ama öğretir mutluluğu

Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi

Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli

Var eden kendini birincisinden

Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.

 

Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen

Tanımadığın bir ülke gibi

İçinde yaşamadığın bir zaman gibi

Tam kendisi gibi mutluluğun

Beni bekliyorsun

Ve onu bekliyorsun beni beklerken.

Edip CANSEVER

Günün Fıkrası

Temel, bir binanın altında durmuş, arkadaşları da çatıya çıkmış. Temel aşağıdan arkadaşlarına; “Ula sen iki kolunu yana aç aşağı öyle atla” demiş. Birincisi atlamış gümm.

İkinciye; “Sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla” demiş. İkinci de atlamış gümmm.

Üçüncüye; “Sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla” demiş. O da gümmm. Yoldan geçen bir adamın dikkatini çekmiş sormuş, “Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına?” demiş.

Temel cevap vermiş; “Tetris oynayruz.”

Günün Sözü

Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum
Gabriel Marquez

Uzun bir yolculuk tek bir adımla başlar.
Konfüçyüs

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here