22 yıllık AKP iktidarında 102 yaşındaki Cumhuriyetin yerli ve milli ne kadar kamu kuruluşu varsa elden çıkarıldı. Şirketler, fabrikalar, limanlar, oteller, enerji tesisleri bir-bir satılırken sıra cennet koylara, zeytinlik arazilere, yeşil alanlara geldi.
2002 yılından bu yana iktidarda olan AKP, Cumhuriyetin kazanımı ve birikimi ne varsa sattı. AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “Satacağız, satacağız. Her şeyi satacağız. Kar edeni de, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar satacağız…” dedi ve ne varsa satıldı. Türkiye’nin en büyük şirketlerini elektrik, doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli, yabancı özel şirketlere verdi.
2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapıldı. 1986 yılından AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar 8 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı.
Yukarıda saydığım fabrikalar yok pahasına yandaşa satıldı. Şeker fabrikaları devletin iken toz şekerin fiyatını 3,5-4 liradan alıyorduk. Kağıt fabrikaları satılmadan önce tuvalet kağıtları çok cüzi fiyatlardan satılıyordu. Kitaplar da öyle…
Emekli-Sen’e göre 2000’li yılların başında en düşük emekli aylığı asgari ücretin 1,3 katına yakındı. Bu oran yıllar boyu azaldıktan sonra 2016’da en düşük emekli aylığı asgari ücretin altında kaldı.
Ben şu anda İskenderun Çay Mahallesinde bulunan aile apartmanımızı kentsel dönüşüme sokarak yaptım. Müteahhitliğini kendim üstlendim. 2016 Kasım ayında başladığım inşaatımı 2018 yılının başlarında bitirdim. İnşaat demirinin tonu 1600-1700 liraydı. Bugün inşaat demirinin tonu 27 bin liranın üzerinde. O gün metreküpünü 112 liraya aldığımız C25 betonu bugün 2500 TL+KDV…
Denizbank’tan kişi başı kullandığımız konut kredisi 93,750 lira idi. Tabii bunun üzerine maaşlarımızdan bizler de bir şeyler koyduk. 160 metrekare brüt, 136 metrekare net dairelerimizin bize maliyeti her daire için 125 bin lira oldu.
Devlet vatandaşının barınma sorununu gidermelidir. Ama bizde iktidar sadece kendi mensupları, yöneticileri için var adeta… Vatandaşın sorunu çözülmüyor. 6 Şubat depreminden sonra TOKİ’nin yaptığı ve sadece bir kısmını dağıttığı dairelerin fiyatı belli değil. Kendisine daire çıkan vatandaşlar bankada açık senet imzalamak zorunda bırakıldı.
Bugüne geldiğimizde “Gayrimenkul Sertifikası” adında bir borsa yatırım aracı sürüldü piyasaya. Bir sertifika 7,59 TL. Herkesin çok rahatlıkla alabileceği bir yatırım aracı gibi gözüküyor. Ancak bu sertifikaları biriktirip brüt 62 metrekare 1+1 bir daire almaya niyetlendiğinizde 631,516 sertifika biriktirmeniz gerekmektedir. Bu sertifikanın parasal değeri 4 milyon 793 bin 206 lira 44 kuruş. Aylık ödemeniz 100 bin lira.
Şayet brüt 88 metrekare 2+1 bir daire düşünüyorsanız, 863 bin 276 adet sertifika biriktirmelisiniz. Bunun da bedeli 6 milyon 552 bin 264 lira… Yaklaşık aylık 136 bin 500 lira ödemelisiniz. Bu daireleri 48 ay vade ile verecekler. Bu paraları ancak AKP’li üst düzey yöneticiler ve yandaş işadamları ödeyebilir.
Sertifika bedellerine bakan bir vatandaş buna ucuz diyerek aldanacak mı? Sokakta, çarşıda, pazarda gördüğünüz asgari ücretli, emekli emin olun Recep Tayyip Erdoğan’dan da, Mehmet Şimşekten de, Merkez Bankası başkanından da çok daha iyi biliyor ekonomiyi. Tabii halkı yoksulluğa ve sefalete mahkûm eden saray ve AKP sayesinde…
Demişler ki “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner…”
O günler uzak değildir inşallah…
