Umudumuz Güneştir, Bahardır….

0
44

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Dilerim en azından sağlığınız yerinde, umudunuz güneştir bahardır her şeye rağmen.

Doğrusu “nasılsınız?” sorusu çoğumuza çok ağır geliyor 6 Şubat’ta yaşadığımız kıyametten sonra (abartı değil) “iyiyiz” demekten utanır olduk. “Kötüyüz” demekten utandık. Sonuçta “çok şükür” demekte karar kıldık. Çünkü hepimiz dehşetti yaşadık. Hala etkisi altındayız ve sanırım bu daha çok uzun sürecek ancak  “yaşadık” demek hayatta olduğumuzun kanıtı kuşkusuz nasıl olursa olsun? Bu yüzden iyi mi kötü mü bilmiyoruz ancak her durumda Allah’a çok şükür çok” diyoruz.

Ve hepimizin bir hikâyesi hatta birkaç hikâyesi oldu bir dakikadan sonraki zamanda. Ve hikâyelerimiz benzeşse de aynı değil. Hepsi bir başka hikâye, bir başka garip, garip olduğu kadar acı, çok acı bir sevinç tabi adı buysa artık. Başımıza gelen bunca felakete rağmen enkaz altında ailesinin yarısını yitirenlerin örneğin “en azından onları bulduk, yıkadık, geleneklerimize göre toprağa ektik” sevinci. Cesetleri bulduk sevinci, yaralı çıktılar sevinci! Evet, hepimiz bunlar için sevinmiş olsak ta enkazda kalan, çıkarılamayan cesetleri düşündükçe. Kendimizden utanır olduk. Bu hikâyeyi yaşayanlarla yaşamayanlar asla aynı olmaz. Ne kadar duygudaşlık yapsak ta yinede ateş düştüğü yeri yerine göre yakar, kimisini eritir yok eder, kimisini yalnızıca yakar geçer!

Ve şimdi “bir dakika önce her şeyimiz varken bir dakika sonra hiçbir şeyimiz yok! Bir bardak su alacak kadar varlığımız bile! Ancak canımız sağ.” Buna sevinelim mi, yerinelim mi bilmeden zombi gibi dolaşıyoruz, gözlerimiz boş duruşumuz hayal! Ancak sağ olmak, umutlu olmakla eşdeğerdir, umut yoksa hayat yok. Ve “umut güneşten doğar” diyoruz “bahar her zaman gelir” diyoruz ve asla yenilgiyi kabul etmiyoruz.

Yıkılmış yanmış olsak ta madem ölmedik. O zaman “mücadeleye devam” diyoruz yeni baştan, sıfırdan başlayıp adil, hak, hukuk, şeffaf, yalansız, dolansız bir dünyayı inşa etmek için enkazdan çıktık, zombi de olsak  hayalde olsak! Umudumuz var ve umudumuzun peşinden gideceğiz.

Ve sevgili okuyucularım seçim günü aynı zamanda anneler günüydü. Bütün kayıplarımıza rağmen umutla uyandık güne, oyumuzu kullandık sonra çoğumuz mezarlıklara akın ettik, annelerimizin gününü kutlamak için ve diğer toprağa verdiğimiz bütün sevdiklerimiz, tanıdığımız, tanımadığımız herkes için. Ayrım gayrım gütmeden.

Seçim sonuçları tabi ki her iki taraf içinde doyurucu olmadı ancak bunun için kimse kimseyi suçlamamalıydı. Biz suçlamadık, kırmadık, incindik, incitmedik. Ve keşke herkes böyle olabilseydi? Ne yazık ki haddi aşan söylemler dolaşıyor sosyal medyada, çok üzücü her iki taraf içinde ne zaman birbirimizi olduğumuz gibi kabul etme erdemine ulaşacağız bilemiyorum valla. Suçlamadan, aşağılamadan, iftira atmadan!

Ah “önce üslup” diyen sevgili Cem hoca nerdesin. Nur içinde uyu dilerim.

Ve sevgili okuyucularım görüşümüz ne olursa olsun, inancımız ne olursa olsun, etnik kökenimiz ne olursa olsun, bizler kardeşiz, insanız, çünkü yani aynı hamurdan yoğrulduk, bu yüzden birbirimizi incitmeyelim, kırmayalım hiç olmasa bu günlerde biraz dikkat edelim. Zaten hep birlikte yeterince yıkıldık, varlıklı iken bir lokma bir hırkaya muhtaç olduk, hiç aklımıza gelmeyen bir şekilde bir varmış bir yokmuş olduk. Ve bunun garantisi yok, yeniden ansızın bir varmış bir yokmuş olabiliriz. Değer mi pişmanlıkla yaşamaya, kırmaya, incitmeye? Değmez valla.

Ve sevgili okuyucularım dilerim bir daha böyle bir kıyamet yaşamayız. Hepimize geçmiş olur dilerim. Ve yitirdiğimiz bütün canları rahmetle anarken yaralı ve çadırlarda yaşamını devam ettirmeye çalışan bütün kardeşlerimize acil yardımlar diliyoruz. Unutmayalım hepimin yapacağı bir şeyler var. Bir tatlı gönül alıcı söz bile iyi gelebilir, bir gülümseme, ufak bir hediye, mali durumumuza göre, azıcık ilgi inanın en güzel ilaçtan milyon kez yararlı olabilir. Ve şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım, ayrımsız, gayrımsız her zaman, hep birlikte. Yase

& & & & &

Kimseye Anlatma

Çölde devesiyle birlikte yürümekte olan bir çöl insanı güçlükle hareket eden, susuzluktan ölmek üzere olan bir adama rastlamış.

Adam Allah rızası için su istemiş. Devesinden inip bir çare adama suyundan vermiş. Suyu içen adam birden çöl insanını ittiği gibi deveye atlayıp kaçmaya başlamış. Çöl insanı arkasından bağırmış: “Tamam deveyi çalıyorsun ama senden bir ricam var. Sakın bu olandan kimseye bahsetme.”

Bu isteği anlamsız bulan hırsız şaşırmış ve neden diye sormuş…

“-Eğer bu yaptığını anlatırsan, bu dilden dile yayılır ve insanlar bir daha çölde yardıma muhtaç birini görünce yardım etmezler.”

Günün Şiiri

Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey,

ümitli şey,

dünyanın en güzel sesinden

en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey…

Fakat artık ümit yetmiyor bana,

ben artık şarkı dinlemek değil,

şarkı söylemek istiyorum…

Nazım HİKMET

Günün Sözü

Tüm iyi şeyler sabırdan sonra gelir.
Mevlana
Yaşadığımız her an kendi hakkını ister.
Goethe
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür. Ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.
V.Hugo

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here