Türklere Silahlı ve Silahsız Soykırım Uygulanmakta

0
60

Beş bin yıla dayanan bir geçmişi olan bir millete, içte ve dışta her aklına gelen bir şamar indirmeye, hatta silahlı veya silahsız soykırım yaparak tarihe gömmeye çalışmakta… Bu kabul edilemez ve Türk’ün örf, adet ve töresine uymaz. Gök kubbe çökmeden, yer delinmeden Türk’ün töresi bozulamaz. Son sözü söyletmesinler, sabrın da bir sınırı vardır.

Dışarıda Çin mezalimi ve katliamı, yürekler burkmakta, Kırım’da yaşananlar, Yunan mezalimi, Bulgaristan’da yaşananlar tazeliğini korumakta, hemen yakınımızdaki Misak-ı Milli sınırları içerisindeki Kerkük Musul Erbil ve Telafer’de yaşayan Türkmenlerin kendi yurtlarında çektikleri ve yapılan katliamlar ile nüfus ve tapu kayıtlarının yakılması, % 90 Türk olan nüfusun dağıtılarak % 50’lere kadar indirilmesi, medeni Dünyanın gözü önünde icra edilmektedir.

Suriye’de Bayır Bucak Türkmenleri, muhalif guruplar, devlet güçleri ile Kürt guruplar arasında ezilmekte ve saldırılara maruz kalmaktalar. Tüm bu olanlara karşı, mevcut iktidarlar, geçmişte de olduğu gibi şimdi de etkisiz, hatta önleyici olmayan daha çok azdırıcı- caydırıcı gücü yok olan, sözde uyarılarla geçiştirilmektedir. Türkiye’ye ümitle bakan ve yardım bekleyen mazlum insanlar hayal kırıklığına uğramakta, zalimlerin insafına terk edilmektedir.

Dışarıda, katliam, zulüm ve işkence ile uygulanan silahlı ve silahsız soykırım, ülkemizde ise silahsız, psikolojik usuller ve yasalarla yapılmaktadır. Gerçekten çok üzücü ve elim olayları yaşamaktayız. Başbakanımız, 36 etnik guruptan bir tanesi de Türklerdir! Türk milleti demek, dar kapsamlı olur, millet diyelim diyor. Meclis Başkan vekili bir hanım, uzun süredir “Anayasa’dan Türklüğü sileceğiz!” demekte, Valiler TC’yi tabelalardan kaldırmakta, Başbakan “haberim yok, öyle bir şey olmuşsa, arkasında durmalı” diyerek adeta ödül verilmektedir.

Türk’üm Doğruyum, Çalışkanım demek yasaklanıyor, milletini sevmek demek olan Milliyetçilik ayakaltına alınıyor, ne yazık ki Cumhurun Başkanı olan kişi de, “Ne Mutlu Türküm diyene” sözüne takıyor ve her yerden silinmesine ses çıkartılmıyor.

Her şey söyleyebilirsin, yalnız Türk’üm diyemezsin, tahrik unsuru olur, hata kamu düzenin bozar diye tutuklanabilirsin. Artık Türk Bayrağı değişmelidir diyebilen, adına ters bir yazar hanımefendi akil dahi olabiliyor. İşte bunlar silahsız soykırımdır. Daha da ileri giderek, birçok devletten büyük İstanbul’umuzda İl başkanlığı yapan birisi, “Nerede ise hepimizi Türkleştireceklerdi!” diyebilmekte. Kocaman, profesör olmuş, soyunu sopunu bilmediğimiz birisi çıkıp, “Türk yoktur, bu bir sentezdir” diyor. Bu zavallının Milattan Öncesinde Sümer, Eti, Hitit ve Hunlardan haberi yoktur. Avrupa’da Fin, Macar, Bulgar Türklerinden haberi yoktur.

Seçimler yaklaşmakta, Mevla en güzelini ve herkesin hak ettiğini, yapılanların karşılığını mutlaka verecektir. Bu nasıl bir Türk milleti, pardon sentezmiş ki, herkes içte ve dışta bize karşı. Yazık, yazık, yazık, yazıklar olsun, bu kadar sessizliğe de yuh olsun! Rabbimiz sonun hayreylesin hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.

e-mail: nurettincan1453@hotmail.com 

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here