Değerli okurlarım, neye bakarsak bakalım bir eğrilik, kime göz atarsak atalım bir antipatizm görürüz. Zaten aksini düşünmemiz de mümkün değil. Aksini düşünmek eşyanın tabiatına aykırıdır. Ancak, şu spor var ya onun neresinden tutarsak tutalım, hangi açıdan bakarsak bakalım bir olumsuzluk, bir eksantrik göremeyiz. Peki, ne görürüz bu müthiş olayda? Sağlık, moral, motivasyon, dinginlik, yaşama bağlılık ve de görüntüye özen görürüz.
Spor yapmanın da kendine has özellikleri vardır. Bunları yerine getirmezseniz, yapmaktan imtina ederseniz başarısız olursunuz ve o uğraştan hayır ummayın. Geçenlerde bazı okurlarım bana aynen şunları söylediler: “-Öcal Hocam, siz spor yapıyorsunuz ve sporu bize sevdirdiniz, zaten makaleleriniz bunlarla dolu. Spora bir süre ara vermek zorundayız. Giydiğim ayakkabından dolay parmaklarım su topladı da ondan…”
Efendim, söz dinleyen bu okurlarıma, bundan önce anlattıklarımı ayaküstü tekrarladım. Öncelikle bir spor ayakkabısı şart! Eski de olsa bir eşofman yeterli. Sıcak havada spor yapmaya karar verdiyseniz, bir şapka olmalı başınızda. Ayrıca sıcak havalarda spor yapmanızı hiç önermem.
Spor giysileriniz günün şartlarına göre tamam olsa bile, yine uymanız gereken iki önemli husus vardır. Uykunuz düzenli olmalı. Mideniz dolu olmamalı.
Ferdi sporlarla bazı şeyleri gündeme getirirken, profesyonel sporculardan söz etmiyoruz. Onlar istemeseler bile başlarında hocaları, nezaret edenleri var. Yani ter atma turlarında bile kendileriyle ilgilenenler mevcut. Yürüyüş sporu yapan okurlarıma öncelikle şu örneği verip, içlerine sindirerek yola çıkmalarını tavsiye ederim.
Tavadaki yağın altında ateş yoksa o yağ erimez. Ateşin fazla olması da söz konusu değildir. Az olsun ama ateş devamlı yanar durumda olsun. Bu tür ateşlerin yemeği de lezzetli olur. Sadece, spora başlarken heyecan duymanız şart. Bu heyecanı duymuyorsanız sporu düşünmeyin bile. Faydasını göremezsiniz.
Yürüyüş sporunun, sadece kilo vermek için yapılmadığını bildiğinize inanıyorum. Sağlıklı kalmak ve bazı rahatsızlıkları uzaklaştırmak için yapılır. Bir kez daha söylemiş olayım. Spor yaparken attığınız ter, hamamda ki terlemeye benzemez. Spor yaparken attığınız bir damla ter, bir çay kaşığı suya tekabül etmektedir. Daha önceki makalelerimde de sizlere izah etmiştim.
Bazı şarlatanlar günde on bin adımdan söz ediyorlar. Bunlara itibar etmeyin ve yorulduğunuzu hissettiğiniz anda yürüyüşü bırakın, duşunuzu alın ve de dinlenin. Hiç birimiz yirmilik delikanlı değiliz. Benim önerilerim ellinin üzerindeki okurlarım içindir.
Yapacağınız en önemli şey, günlük sporunuza başlamayı düşündüğünüz anda heyecan duymanızdır. Kazancınız çok fazla olur. O kazanacaklarınız var ya…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
