Sert; “Ailede, Toplumda, Devlette Reis İstemiyoruz”

0
70

İskenderun Kadın Platformu 8 Mart’ta Meydanlardaydı…

İskenderun Kadın Platformu üyeleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla eski bit pazarı önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. Çok sayıda kadının katılım gösterdiği etkinlikte, ‘Öldüren sevgi istemiyoruz’, ‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’, ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’, ‘Yaşasın kadın dayanışması’ gibi sloganlar atıldı.

Müzik eşliğinde halayların da çekildiği etkinlikte bir açıklama yapan İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Av Mehtap Sert, 8 Mart’ın dünyanın her yerinde, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, baskılara karşı verilen mücadele ve dayanışmanın günü olduğunu hatırlatarak; “Her gün olduğu gibi bugün de hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyoruz. İktidarın yok sayan tüm politikalarına rağmen Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak alanları mücadelenin mor rengine boyuyoruz” dedi.

Eşitsizliklere son verme mücadelelerini yerelden evrensele, dayanışma ile güçlendirdiklerini kaydeden Sert; “Eşitlik mücadelemizle çıkarılmasını sağladığımız yasalara ve İstanbul Sözleşmesi, CEDAW gibi uluslararası sözleşmelere dair karalama kampanyası yürüten marjinal gruplar ile söylemini ortaklaştıran iktidar, hayatlarımızı ve eşit yurttaşlık haklarımızı siyasi pazarlık konusu yapmayı sürdürüyor. TCK 103. maddesinde düzenlenen çocuk cinsel istismarı suçunun faillerine yönelik tekrarlayan af girişimlerini; yoksulluk nafakasına süre sınırı getirilmesini ve İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesini yıllardır verdiğimiz mücadele ile engelledik. Engellemeye devam edeceğiz. Etnik köken ve inanç farlılıklarıyla sosyolojik çeşitliliğin zenginliğimiz olduğu; cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, medeni hal, engellilik, sınıfsal durum vb. nedenlerle ayrımcılığın olmadığı; hayatın her alanında cinsiyet eşitliğini mümkün kılacak eşit ve özgür bir yaşamı herkes için istiyor ve bunun kurulması için çalışıyoruz. Ailede, toplumda, devlette reis istemiyoruz. Varız var olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Anayasayı Uygulamayanlar, Anayasa Yapamaz”

Eğitim, sağlık, gıda sektörü gibi alanlarda yoğun olarak çalışan kadınların, pandemi sürecinde artan ev içi bakım emeği ile birlikte küresel salgının yükünü en çok üstlenen kesim olduğunu ifade eden Sert; “İstanbul Sözleşmesi madde 70 ve Anayasa gereği göreve çağırdığımız Meclis’i izleyerek yayınladığımız TBMM İzleme Raporları ve bu raporları takiben yaşanan gelişmeler gösteriyor ki bizler, eşitlik adına nelerin yapılmadığını izlemiş ve kamuoyuna duyurmuş olmakla kalmadık Meclis’i dönüştürdük.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı, kadın kazanımlarını güvence altına almak bir yana İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine yer vermemektedir. Belediyelerde kadın danışma ve dayanışma merkezlerinin, üniversitelerde LGBTİ+ kulüplerinin kapatıldığı, anti demokratik dernekler yasası değişiklikleri ile örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda açıklanan bu eylem planı hak ihlallerine çözüm değil yasaklara meşruiyet kılıfı olmayı hedeflemektedir. Açıklama aşamasında “yeni anayasaya giden yolda bir adım” olarak tanımlanan plan, demokratik ilkelere ve evrensel insan hakları hukuku ölçütlerine aykırıdır.

İktidarın süresini uzatma amacıyla giriştiği yeni anayasa sürecine alet olmayacağız, eşit yurttaşlık hakkımızın pazarlık malzemesi yapılmasına izin vermeyeceğiz. Ayrıca yüzde on seçim barajıyla oluşan parlamentoda sadece birkaç parti liderinin onayıyla yazılacak yeni bir anayasa darbe anayasasından daha demokratik ve daha meşru olmayacaktır. İktidar bizi şaşırtmadı, eşit yurttaşlık haklarımızı gözetmeyen bu eylem planını ve demokratik olmayan yöntemlerle gerçekleşen yeni anayasa yazım çağrısını kabul etmiyoruz. Anayasayı uygulamayanlar, Anayasa yapamaz. Yasamanın yürütmeyi denetleme görevini yok eden, ‘yerli ve milli’ olduğu iddiasındaki başkanlık sisteminin ülkeyi bir çözümsüzlük ortamına sürüklediğini görüyoruz. Etkisizleştirilmeye, devre dışı bırakılmaya çalışılan meclise sahip çıkmaya çalışıyoruz. Toplumun egemenliği kendi elinde tutmasının en önemli yolu olan Meclis’in göstermelik hale getirilerek parça parça devre dışı bırakılmasına karşı çıkıyoruz. Egemenliğin halktan alınarak bir kişiye, bir aileye, bir dinin siyasal yorumuna terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu egemenlik mücadelesinin demokrasi, laiklik ve hukuk devletini yaşatmak ya da imha etmek isteyenler arasında olduğunu biliyoruz. Tavrımızı net olarak ortaya koyuyor ve bu ortamı aşmak niyetiyle #MeclisGöreve çağrımızı yineliyoruz.

Eşitlik, Özgürlük ve Güvenli Yaşam için, Cinskırımı Durdurmak için, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamak için, MECLİS GÖREVE! HERKES GÖREVE!” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here