Renk Aşkına Bakalım (2)

0
44

Değerli okurlarım, biz renk aşkına bakalım diye yola çıktık ama bakınız kader bize nasıl oyun oynadı, bize neler yazdırdı… Dün kaderden söz ettik, etmedik de teşebbüs ettik, yerimizin darlığı nedeniyle bugüne kaldı. Sizi bilmem ama bizce hiçbir sakıncası yoktur.

Ve demiştim ki… Seksen milyonluk ülkemizde, ses getirecek bir ulusal takım çıkaramıyoruz ve bunun eksikliğini yaşıyoruz. Gerek özel yaşamda ve gerekse sporda, futbolda, kaderi yazgıya nasıl çeviririz, bunun reconu nedir?

Öncelikle, kader ile yazgıya bir bakalım, bizlere neler söyleyecekler. Kader var mıdır? Kimsenin şüphesi olmasın ki Kader vardır. Ancak, var oluşumuzun tek çabası önceden tasarlanan bir senaryodaki rolümüzü oynamak mı? Yoksa kaderimizi değiştirebilmek bizim dilimizde mi?

Özgür irademizle, kaderi istediğimiz biçimde kurguladığımız yazgıya dönüştürebilir miyiz?

Değişken kader ya da yazgı… Bu iki kavram birbirine göbekten bağlıdır. İlk bakışta aynı gibi gözükseler bile, bazı farklılıkları, özünde olmamak kaydıyla bulunmaktadır. Kaderden yazgıya giden yaşam yolculuğunun, düşündürücü ve analitik bir yorumunu yapacak olursak; Kadere inanıp kaderci olmamayı ve değişken kaderin yani yazgının idarecisi, kaptanı olabilmeyi, inanç olgusuyla çalışmayan, hatta onunla bütünleşen bir yaklaşım ortaya çıkar.

İnançlı olmak çok önemli bir hadisedir. Çünkü yaptığımız dualar, birer enerji parçacıklarıdır ve içinde bulunduğumuz kuantum evreninde her şey birbirini etkiler. Etkileyecektir de… Sonuç olarak, Kader bizim için önceden tasarlanmış olup, ağlarını germiş olsa bile, unutmayalım ki, yazgımızın dokumacılığı bize aittir. Yani, YAZGIMIZIN KUMAŞINI BİZ DOKURUZ…

Mevlana’nın dizelerinde olduğu gibi, “Eğer sana bir diken batmışsa, / Bil ki onu sen dikmişsindir… Şayet yumuşak ve latif kumaşlar içindeysen, /O kumaşı da sen dokumuşundur…”

Ne kadar doğru, ne kadar içten bir deyiş değil mi? Bir yerel televizyonda program yaparken, futbola haklı olarak methiyeler yağdırmıştım. Neler söylemiştim ki? Sizlere şu anda anlatmak istediğim; söylemediğimi bırakmamıştım. Yine de az, hem de çok az. Futbol için neler söylemişsem, yarın öğreneceksiniz.

Mutlu olun mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here