Mustafa Kemal, Cumhuriyetimizin Hafızası!

2
859

“Öğretmen arkadaşım Ayhan Dertsiz’e sevgilerimle..”

Tarihsel bir doğum gününü kutlamak amacıyla kaleme aldım bu yazıyı.. Simgeler aracılığıyla, hatıralarımızı saklama yetimiz belleğe vurgu yapabilmek  için seçtim başlıktaki sözcükleri.. Arapça hafıza (muhafaza da aynı köktendir) sözcüğünün Türkçe karşılığıdır bellek.. İzlenimleri, algıları, anıları, yaşanılan ve bellenen konuları ve bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak  zihinde saklama ve yeniden canlandırma yetisi anlamıyla tanımlanır sözlüklerde.. Ki, sözcükler de dahil hafızamızda muhafaza ettiğimiz her ne varsa, “simgesel” işaretleridir zaten yaşamdan bellediklerimizin..

İz, işaret, anlamlı, bel köklü bellemek sözcüğünden türetilmiştir bellek.. Belek denir bebelerimizi sarıp sarmaladığımız örtünün adına.. Mecazen, her ne kadar, durgun ve anlamsız bakmayı tanımlansa da “bel bel bakmak” deyimi; gerçekte tam tersi, anlam içeren bir iz, işaret arayan bakmayı tanımlar diyebiliriz bel sözcüğünün kök anlamından hareketle.. Ve tam da bu bağlamda, belleyebileceği bir belirti görebilmek için gözlerini belerterek (irice açarak) bakar bize beleklerdeki bel bağımız, (gelecekteki umudumuz) bebelerimiz.. Anlam arayan bakışlarının iziyle çizer tarihi zihin haritalarını.. Bellek, hatıralarımızla belenen geçmişimizdir bu anlamda.. Ve bugünümüzdür belleğe vurgu yapan belirlenimli simgeler aracılığıyla her hatırlayışımızda.. Belirli geçmişin belirsiz geleceği olmayacağına göre, geleceğimizdir elbette..

Evrende olanların, olacakların, olup bitenlerin nedensellik bağlantısı içinde belirlendiğini; her olayın, başka olayların gerekli ve kaçınılmaz bir sonucu olduğunu öne sürerek hayatı anlamaya çalışan ve doğruluğu mantıksal tutarlığı yanında bizatihi tecrübelerle sabit olan bir düşüncedir belirlenimcilik.. Ki gündelik yaşamda her hangi bir konu üzerinde tutarlı ve geçerli olabilmesi için belirlenimci bir düşünce içinde söyleriz görüşlerimizi.. Mesela, önce sonuç yargımıza temel olacak veriler anlamında sıralarız tecrübelerle sabit belirli nedenleri.. “Netice itibarıyla” diyerek bağlarız  sonra özet bir cümle ile o konu üzerindeki düşüncelerimizi.. Bir şeyin karşılaştırılan değeri bulunur itibarın anlamında.. Sonucu oluşturan belirli nedenlerin benzer nedenlerle karşılaştırılan değeri bulunur neticenin itibarında da..

Yer altında saklıdır yeryüzünün geçmişten geleceğe anlaşılabilir tarihi.. Bir jeologun elindeki kayaç levhada kayıtlıdır mesela gezegenimizin yaşı.. Bir arkeologun elindeki kil tablette kayıtlıdır mesela gezegende bir zamanlar gezenlerin tarihi.. Bu anlamla belleğimizdir toprak.. Netice itibarıyla belleğimizdir mesela bu bağlamda ata yurdumuz Orta Asya’da kıyamda duran Orhun Anıtları.. Soruyor mesela çelik uçlu kalemle yazdığı kitabesinde Bilge Kağan: “Türk, Oğuz beyleri, ulus işit; üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk ulusu; ilini, töreni kim bozabilecekti?” Yanıtlıyor tecrübelerle sabit belirli nedenleri: “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş.. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. Hilekar ve  aldatıcı olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için Türk milletinin ilini elden çıkarmış, oğullarını kul, kızlarını köle yapmış..”

Saklıdır mesela bu anlamada beleğimiz ve belleğimiz olan vatan topraklarımız üzerinde kıyamda duran “Süleymaniye’de” bir zamanlar kıyamda olan muhteşem Osmanlı’nın tarihi.. Toplumsal hafızamızda “muhteşem” simgelerle hala kayıtlı olsa da, kaleminin ucu kırılmıştı emperyalistler tarafından 1919’lu yıllarda Osmanlı’nın.. Mustafa Kemal, kaleminin ucunu kılıçla açarak çıkmıştı, tarihimizin muhteşem simgelerini bugünümüze taşıyabilmek için 19 Mayıs’ta Samsun’a.. Ve dökmüştü elbette emperyalistleri de denize.. Belleğimizin kök hücreleri, ‘Orhun Anıtları’na gençlik aşısıdır bu anlamda Cumhuriyetimizin Bilge Kağan’ı Mustafa Kemal’in “Gençliğe Hitabı..”

“Biz ilhamımızı doğrudan doğruya yaşadığımız hayattan alıyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde bulunduğumuz yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir” sözünün sahibi Mustafa Kemal, kendisine doğum tarihini soran bir gazeteciye, mecazen “19 Mayıs” cevabını vermişti.. Gerçekte ise, simgesel gün aracılığıyla toplumsal hafızaya vurgu yapmaktı amacı.. Bu duygu ve düşüncelerle kutluyorum Mustafa Kemal’in doğum gününü..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

2 YORUMLAR

  1. Syn.Gürcan Hocam yüreğinize ve kaleminize sağlık.Ne mutlu ki bize sizler gibi Aydın MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ü bizlere daha iyi anlatan insanları tanımak.Teşekkürler Öğretmenim.

Güney ÇALPAN için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here