İşçi Sınıfının Gündemi ve Beklentileri (3)

0
18

Türkiye işçi sınıfı 2020 yılında artan sorunlar yaşadı. Ne yazık ki, 2021 yılı daha kolay geçeceğe benzememektedir. Dileğimiz, işçi sınıfının en geniş kesimlerinin, bu sorunlarla baş etmeye çalışırken, bağımsız ve demokratik bir Türkiye ve ardından da ‘sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya’ mücadelesini ihmal etmemesidir.

İşçilerin meşru ve demokratik eylemlerine engel 2020 yılında, sorunları artan ve özellikle işyerlerinden ücretlerini ve kıdem tazminatlarını alamayan işçilerin meşru direniş girişimleri, yürüyüş ve miting çabaları, Kovid-19 virüsü gerekçe gösterilerek durduruldu.

Soma ve Ermenek maden işçilerinin, PTT işçilerinin, metal işkolunda çeşitli fabrikaların işçilerinin ve çeşitli diğer işyerlerindeki işçilerin haklarını koruma ve yeni hak alma girişimleri güvenlik güçleri tarafından engellendi. Ayrıca Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.’nin Mersin’deki soda ve krom üretim tesisleri ile Adana’daki tuz işletmesinde Petrol-İş Sendikası’nın aldığı grev kararı, Cumhurbaşkanı kararıyla 8 Ekim 2020 tarihinde ertelendi.

2020 yılında işçi-işveren ilişkilerine damgasını vuran bir gelişme, işverenlerin kıdem tazminatına ve diğer bazı işçi haklarına yönelik saldırısıydı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun 28 Aralık 2019 tarihinde toplanan 27. Olağan Genel Kurulu’na sunulan Çalışma Raporu’nda yer alan ve işçi haklarını ciddi biçimde kısıtlamayı amaçlayan taleplerin bir bölümü 2020 yılı Mart ve Ekim aylarında gündeme getirildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 29 Eylül 2020 günü açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda da yer alan bu talepler, Adalet ve Kalkınma Partili bazı milletvekilleri tarafından 16 Ekim 2020 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifinde yer aldı. Bu kanun teklifinde, kıdem tazminatını tümüyle ortadan kaldıran belirli süreli iş sözleşmelerinin kullanılmasının önündeki engellerin bazı yaş grupları için kaldırılması öngörülüyordu. Ayrıca, kısmi süreli çalışmanın teşvik edilmesiyle kıdem tazminatının azaltılması sağlanacaktı. 25 yaşından küçük olup ayda 10 günden az çalışanların emeklilik hakkına büyük darbe indiren bir düzenleme de vardı. Sendikaların tepkisiyle, bu maddeler kanun teklifinden çıkarıldı. Ancak daha önce kaçak çalıştırılmışken kayıt altına alınan işçilerin geçmişe dönük hakları ortadan kaldırıldı. 2021 yılında ekonomik krizin derinleşmesinden yararlanan işveren örgütlerinin bu doğrultudaki girişimleri yinelenebilir.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kovid-19 virüsüne karşı işyerlerinde alınması gereken önlemler konusunda ayrıntılı düzenlemeler getirdi. Ancak birçok işyerinde bu düzenlemelere uygun çalışma koşulları sağlanmadı. Servis araçlarında, soyunma dolaplarının bulunduğu yerlerde, çay ve yemek servislerinde ve üretim sürecinde fiziksel mesafeye uyulmadı, gereken sayıda ve sıklıkta maske temin edilmedi. Bu nedenle de, birçok işyerinde virüsten etkilenen işçi sayısı arttı. Bazı işyerlerindeki işçiler, virüs nedeniyle ücretlerinde bir düşme olacağı kaygısıyla, hastalıklarını gizlediler ve bulaşın yayılmasına etkili oldular.

İşyerinde çalışırken başka bir işçiden virüs kapan işçi, mevzuatımıza göre, iş kazasına maruz kalmıştır. Ancak bu konuda uygulamada çıkan bazı sorunlar çözüme kavuşturulamadı. 2021 yılında bu sorunların devam etme olasılığı yüksektir.

İstanbul’da gıda işkolunda bir işyerindeki uygulama ise örnektir. 170 kişinin çalıştığı fabrikada kronik hastalığı olan 20 işçiye Nisan ayından itibaren tam ücretli izin verildi. 8 olan servis sayısı 23’e çıkarıldı ve her serviste yalnızca 4 işçinin yolculuk etmesi sağlandı. Sigara içen işçiler için bahçede 4’er metrekarelik çadırlar kuruldu. Virüse yakalanan işçilere ücretli izinin dışında 1500’er lira yardımda bulunuldu ve hijyen paketi yollandı. Bu işçilere karantina süresine ek olarak 8 gün ücretli izin verildi.

Cuma namazına gidecek işçilerin de camide virüse yakalanmalarını önlemek amacıyla, namaz saatinde çalışmayan işçilerin servisle işyerine getirilmesi ve temin edilen imamla birlikte fiziksel mesafeye uyarak işyerinde uygun bir yerde Cuma namazı kılmaları sağlandı. Soyunma odalarında, yemekhanede ve üretim sürecinde de gerekli tüm önlemler alındı. Böylece işyerinde hiçbir sorun yaşanmadı. Ancak ne yazık ki, bu tür uygulamaları yapan işyeri sayısı son derece azdır.

Sadık KARAKAŞ

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here