İHD Üyeleri, 10 Aralık İnsan Hakları Gününde Yine Alanlardaydı!

0
12

Coşkun Selçuk; “Yaşam Hakkı İhlalleri Yoğun Bir Şekilde Yaşanmaya Devam Ediyor…”

İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi üyeleri, 10 Aralık İnsan Hakları Gününde Sağlıklı Yaşam Parkında bir araya gelerek, tüm insanların onur ve haklarda eşit olduğu bilinciyle, eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve savaşa karşı, ısrarla barış, demokrasi ve insan hakları değerlerini savunmayı sürdüreceklerini ifade ettiler.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 76. yılında insan hakları için mücadeleye devam ettiklerini kaydeden İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, bildirgenin 30 maddeden oluştuğunu ancak bugün gelinen aşamada bu ilkelerin çok gerisinde kalındığını ifade etti.

Güçlü devletlerin çıkar ilişkilerine dayalı oluşturdukları askeri ve ekonomik birlikteliklerin, sürdürülen savaş politikalarının, halkları temel hak ve özgürlüklerini kullanamaz hale getirdiğini, büyük bir insani krize yol açıldığını kaydeden Selçuk; “İnsan hakları açısından dünyada ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Bu kriz hali Türkiye’de de tüm yoğunluğu ve ağırlığı ile yaşanmaktadır. Ülke, 2016 yılından bu yana süreklilik kazandırılan bir OHAL rejimi ile yönetilmektedir. Bu süreç, siyasal iktidarın gücünü sınırlandıran anayasa ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin terk edilmesine yol açmıştır. Böylelikle keyfilik ve belirsizlik siyasal alanın asli unsurları haline gelmiştir” dedi.

İçerisinde bulunduğumuz 2024 yılı içerisinde de yoğun hak ihlalleri yaşandığını savunan Selçuk;  “Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına ülkenin her meselesini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda 2024 yılında da yoğun yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır.

Siyasal iktidarın, demokratik toplumun can damarlarından birini oluşturan düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle de basın ve insan hakları savunucuları üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrolü 2024 yılında da sürmüştür. Mevzuatta ifade özürlüğünün kullanımı önünde engel oluşturan 15’ten fazla düzenleme bulunurken kamuoyunda “Etki Ajanlığı Yasası” olarak bilinen yeni bir düzenlemenin gündeme getirilmesi hiç bir şekilde kabul edilemezdir. Böyle bir düzenlemenin yapılması halinde bu, hakkın özünü ortadan kaldıracak ve ifade özgürlüğünü tümüyle kullanılmaz hale getirecektir.

Kayyım atamalarının seçme seçilme hakkı ve halk iradesinin gaspı olduğu gerçeğinden hareketle yıl içinde her toplumsal kesimden kişi ve grup, bilhassa da seçtikleri belediye başkanlarının yerine iradelerini hiçe sayarak kayyım atanmasını protesto eden seçmenler, toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini mülki idare amirlerinin yasakları ve kolluk güçlerinin fiili müdahaleleri sonucunda kullanamamışlardır. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kadınlar ve LGBTİ+’lar için ne anlama geldiğini 2024 yılında yüzlerce kadının erkekler tarafından öldürülmesi; LGBTİ+’ların ayrımcı, fobik ve nefret içerikli saldırılara maruz kalması ile anlamış olduk.

Sığınmacılar, Kayseri ve diğer bir çok yerde olduğu gibi hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kalıyorlar. Türkiye uzunca bir süredir Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik en çok kadınları, çocukları vuruyor.

Var oluş nedeni hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın insan haklarını savunmaya ve eşit adil yaşanabilir bir dünya için mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Açıklamaya, CHP İskenderun İlçe Örgütü ile bazı sivil toplum kuruluşları da destek verdi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here