Günümüzde Spora Yakılan Kına (3)

0
65

Değerli okurlarım, bir şeyin üstünde fazla ısrar edilirse, inanın ki altında çapanoğlu çıkar. Bu çapanoğlunu başka bir makalemde sizle ayrıntılı biçimde anlatırım. Bugünkü konumuz Kına! Kınanın tarihçesini bilmiyorum ama kendimi bildim bileli kınayı tanıyorum. Güzel ve mutlu günlerde kadınlar ellerine, erkeklerde bir parmağına kınayı yakarlar. Doğulu kadınlar aynı zamanda ayaklarına da kına yakarlar. Saçlarına da boya yerine kına yakanlar da bulunmaktadır. Bir ölçüde kadınların kozmetiği konumunda bu kına! Başka bir yere yakılmaz! Görünen yerlere yakılır.

Kına, kadınların yakın dostudur, bazen de birbirlerine hakaret olsun diye “Şurana da kına yak” derler. Kadınların itibar ettiği ve biraz da onlara yakışan bir ifade… Bakınız, her şey eskisi gibi değil, insanlar kibarlaştı, erdem sahibi oldu. Kına konusunu fazla indirip kaldırmıyorlar. Bildiğiniz gibi, nereye kına yakılmasını söylemiyor. Nazik, kibar, asil insan olduğundan sadece “Kına Yaksınlar” diyebilme nezaketini gösteriyor. Ekranda kadının biri “Ben onun g….n kılıyım” demişti ama o spordan anlamayan, kültürsüz, cahil bir kadın.

Spor Bakanı doğal olarak farklı olacak. “Kına Yakın…” Bu üç kelimelik cümleyi ikiye indirerek neyi ortaya koyuyor bilemem. Ben Ulu Önder Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı Samsun’un bizlerde özel bir yeri vardır. Spor Bakanı da Samsunlu olduğu için sevdiğimiz bir insan. Aslında, sporla iç içe, Türk sporuna yön veren bir yetkili olarak; parmağınıza ya da saçınıza kına yakın dediğini düşünüyorum. Aksi halde, koca bir bakanın düşünüldüğü gibi şuranıza kına yakın demesi söz konusu olamaz. Burası anlaşıldı, kimsenin günahını almaya gerek yok!

Birleşmiş Milletler eski Konut Hakkı Raportörü Miloon Kothari’den söz etmiştim. Çok ilginç bulacağınız değerlendirmeleri var. “Dünya olimpiyatlar ve dünya kupası gibi önemli ve büyük spor organizasyonlarının yapıldığı kentlerin hep negatif etkilendiğini düşünüyoruz. Bütün örnekleri inceledik, olumlu katkısının olduğu bir tek yer yok…” Kothari somut örneklerle yola çıkarak, içinde AVM’lerin, lüks konutların olduğu, ancak yoksulları görmek istemedikleri modern kentler yaratmak isteyen hükümetlerin olimpiyatları bu yolda fırsat olarak gördüğünü anlatıyordu. Daha bitmedi…

Bunun yanı sıra, olimpiyatlar nedenli dev ulusal borcun ödenmesi için kemer sıkma politikaları uygulanıyor ve hiçbir zaman evdeki hesap çarşıya uymuyordu. Olimpiyatlar için tasarlanan bütçe 4-5 katına çıkıyordu. Kasımpaşalı olimpiyatları neden canı yürekten istedi ki? Ülkesini ve insanlarını çok sevdiğinden mi? Bunu kendisine soracağım. Eğer olimpiyatlar alınsaydı, şu anda kalan son ormanlarını yitirmekte olan İstanbul’da yeni çevre talanları yaşanacak, semtler yok edilecekti. Cenabı Allah’ın parmağı yok ki insanın gözüne soksun…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here