Değerli okurlarım, adalet denilen o kavram var ya, her tarafta eksiksiz ve kusursuz bulunmalıdır. Bu olgu zamanında tecelli etmelidir. Aksini düşünmek mümkün müdür bilemiyorum. Adalet, zamanında tecelli ederse ona adalet denir. Duyduğum kadarıyla adaletin yerlerde süründüğü dönemde olmuş. Hak hukuk olmadığı gibi, ahlaksızlık da almış başını gitmiştir.
Uzun yıllar önce cinayet işleyenler genelde idam edilirdi. Adamın birisi cinayetten dolayı idama mahkûm ediliyor ve karar infaz ediliyor. Daha sonra yapılan itirazlar sonunda dosya tekrar açılıyor ve o kişi beraat ediyor. İdam edilen kişi beraat ediyor. Adaletin fıtratında böyle şeyler olur demek abesle iştigaldir. Suçsuz bir insanın haksız yere katledilmesi adaletin ve özellikle o kararı verenlerin yüz karasıdır. Geç gelen adalet bile adalet değildir.
Dinde de adaletsizlik vardır, hem de kol geziyor. Buna bir örnek vermek istiyorum ya, dinciler nasıl karşılar bilmiyorum.
Geçenlerde memleketten akrabalar geldi. 10-12 kişi falan. Akşamüstü hava kararmak üzereyken eve geldim. Hangi odayı açsam biri namaz kılıyor. Oysa cami elli metre ileride! Neden oraya gitmiyorlar, kendilerini kimse tanımıyor da ondan. Akşam yemekte onlara sordum.
“-Neden camiye gitmiyorsunuz?”
“-Biz yaşlıyız yürüyemiyoruz…”
Yalan, hepsi de mideci, kıtlıktan çıkmış gibi yiyorlar. Anlatmak istediğim, namazı bile gösteriş için yapıyorlar, Allah onları ıslah etsin. Bir başka Müslüman Cuma namazından sonra caminin önünde Kuran okur. Orada propaganda yapar, milleti kandırmaya çalışır. Allah’ın da sabrı geniş, bizim yapacak bir şeyimiz yok.
Adaletli işler yapmak, adaletten yana olmak için kendi düşüncelerimiz önemli olmakla birlikte, diğer yorumlara da açık olacağız. Eğitim, temayül normal olduğunda futbolcu şahsi oyunu bırakır, takım oyununu tercih eder. Teknik direktör oyunu iyi okur ve oyuncu değişikliğini bile zamanında yapar.
Gerçekten oyuncu değişikliği çok önemlidir. Öyle maçlar hatırlarım ki; ilk 45 dakika skor 2-0 iken, ikinci yarının başında skora güvenerek defansından iki oyuncusunu değiştirir. İki genç defans oyuncusu verilen şansı değerlendirmek için sahaya girer. Rakibin gardı henüz düşmemiştir ve oyuna giren gençler tecrübesizliğinin kurbanı olurlar ve skor 4-2 olur. Buna benzer maçlara bizzat tanık oldum. Teknik direktörlerin hakemler adil davranmadı demelerinin bir anlamı olamaz.
Futbolumuza yön verenlerin adalet kavramını unutup, yalan yanlış beyanatlar vererek bir yere varmaları düşünülemez. Bu şekilde cüce olan futbolumuz daha da antipatikleşiyor. Bu beyanatlar futbolumuzu çıkmaz sokaktan çıkaramaz. Bütün suçu hakemlere yüklemekle bir yere de varamayız. Onlar da insan!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
