Değerli okurlarım, bu makalemi ne zaman okursunuz bilemem ama ne zaman yayınlanırsa yayınlansın, uzak da olsa önümüzdeki kış aylarına doğru kürek çekmekteyiz. Kış aylarında toprak suya aç olduğundan günlerdir yağan yağmuru hapsedip saklamakta.
Yağan yağmurun da demokrasisi yoktur. Adaletsiz bir yağış şekli hüküm sürer. Her tarafa aynı yağsa sorun yok. Yüksek yerler biraz daha serin ılıman yerlerde atkuyruğu gibi yağmur.
Yağmurlu gri bir havada kasvetli bir gün… Şimdi gel de işin içinden çık çıkabilirsen. Yine de her günün bir devranı vardır, bunu da aklımızdan çıkarmamız gerekiyor.
Makalelerimi, şiirlerimi böyle yağmurlu, gri, kasvetli havalarda yazıyorum genellikle. Samimi olarak söylüyorum, bu havalara doyum olmuyor. O zamanlarda pencereden dışarı baktığımda tabiatın üç harikasını görüyorum… Engin deniz, mor dağlar ve çam ormanları… Bu koşullarda, futbolun demokrasisi de, futbolun cumhuriyeti de yazılır.
Sadece burada en büyük dileğimiz, rahat ve sakin, akıllı ve uslu yağarak topraklarımıza faydalar sağlamasını, fakir fukarayı taciz etmemesi olacaktır. Onu da yağdıran bilir.
Efendim, şu anda duygusallığım olabildiğince, alabildiğince üstümde. O nedenle, futboldaki demokrasiyi her şeye uyarlamaya çalışıyorum. Kim ne derse desin ama sonuna kadar haklı olduğumu sanıyorum. Çünkü topu tekmelemeği futbol olarak kabul edip de, suskun puskun yerimizde oturursak, futbola resmen ihanet etmiş oluruz. Oturmak dinlenmek de değildir, tecrübe kazanmaya da ön ayak olduğunu söyleyemem. Ama kesin olarak söylemek zorunda olduğum bir şey var. Oturmak insan da göbek yapar. Katmerlisinden hem de… Yaşamından, halinden memnun olanlar, genel olarak büyük fırsatlara el sallıyor, onları kaçırıyor.
Günümüz futbolundan (Büyük takımlarımız ve şehir takımlarımız da buna dahil) memnunsak ya da memnun gibi görünüyorsak, üstüne koyamayacağız, aşama yapamayacağız anlamına gelir. Bu da, futbolun demokrasisine tamamen aykırıdır.
Şu ana kadar söylediklerimi, Hz. İsa’nın bir vecizesiyle noktalamak istiyorum. Bu vecizeyi daha önce de yazmıştım. “Elinde mum varsa, şamdana koy da herkes aydınlansın…”
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
