Futbola Günah Diyenler (5)

0
34

Değerli okurlarım, unutkanlık sonucu edebi yazımız bugüne kaldı. Unutkanlığımdan dolayı sizlerden özür dilerim. Daha dikkatli olmaya özen göstereceğim.

“…Kendim için Gazeteci-Yazar desem mi? Herkes öyle söylüyor ya, ben de gönül rahatlığıyla söylemiş olayım, elden bir şey gelmez. Ben böyleyim işte! Gördüğünüz her şey genel olarak üç boyutlu. Yaşayan, yaşamayan hani somut olarak diyorum. Karşılaştığımız her şey yüzlere, yüze ve de biçimlere sahiptir. Bu gördüklerimize odaklanıp, özellikle incelemeye başladığımızda, çoğumuzun ruhunda farklı etkinlikler buluşur. Bunun önüne geçebilmek de mümkün değildir.

Yazılan bazı makaleleri okurların olumlu karşılaması, beğenmesi de olası değildir. Karşılaştığımız insanların hepsini sempatik, karizmatik bulamayız. Muhtemelen kaba-saba, antipatik, itici de bulabiliriz. Kısaca, göreceli, kavramsal görüşlerle bakarız gördüklerimize. İşte bu görüşler bir yazarın ruhunu aşıp da varmışsa kaleminin ucuna, kim bilir hangi çağrışımlar başkaldırır yüreğimizde…”

Efendim, mermi insanı öldürür ama ekmek, domates, patates, patlıcan ve özellikle biber, insanı doyurur. Ekmeğin karne ile alındığı günleri hatırlıyorum ve o zaman çocuktum. 2. Dünya Savaşı vardı. Merhum İsmet Paşa ülkemizi savaşa sokmadı ve babamızla büyüdük.

Bu nedenle “Şu İsmet var ya şu İsmet” diyerek küstahlaşmaya da gerek yok. Dağdaki eşkıyayı davul zurna ile değişim adına şehre indirirsen, onları göz hapsinde tutmazsan ve kimlik verirsen olacağı bu. Bunun bir sorumlusu olmalı.

Futbolumuzdan örnekler vererek devam edelim…

*Futbolumuza özgü bir sistemimiz var mı? *Transfer politikamız var mı? *Altyapıya önem vermek var mı? *Sporda ve siyasette dünya politikamız var mı?

Sporun muhtelif branşlarında ve özellikle futbolda bir sorun yaşadığında gelişen olayları FIFA’ya götürebiliyor muyuz? Götüremeyiz, çünkü dürüst işimiz yok, korkuyoruz da ondan. Ancak, üzücü olaylardan sonra kader ilahi diyerek masum vatandaşları korkup köşeye sıkıştırmakta üstümüze yok. Nedense onu iyi beceriyoruz.

Daha önce sistemden söz etmiştim ama, ayrıntıya girmeden küçük bir paragraf düşmek istiyorum. İçime sinmedi sistemleri yazmak istiyorum. WM sistemi (Bunu Macarlar uygulamıştı), 4-2-4 (İki stoperli oyun), 4-3-3 (Üç stoperli oyun), 4-4-2 (Orta saha oyunu), Sürgü sistemi (Catenaccio), Beten sistemi (Katı defans).

Kahve ve kauçukla ünlenen Brezilya, uzun yıllardan beri tabiri caizse dünya futbol piyasasına haciz koymuştur. Afrika’yı bilemem ama tüm ülkelerde bu ülkenin sporcuları cirit atmakta.

Asırlardan beri günahtır diyerek, gereksiz yere şunun bunun kellesini gündeme getirenler, ekranlarda futbol maçları izliyor ve yorum yapıyorlar. Yan-yan yürümek de belki oradan geliyordur. Günahları başlarını yesin!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here