Türkiye’de özel sağlık hizmeti öncülerinden Batıgöz Sağlık Grubu; 2004 yılından bu yana edindiği sağlık deneyimi ile yatırımlarını planlıyor. Geleceğin sağlık hizmeti standartlarını oluşturma vizyonu ile ilerleyişini sürdüren Batıgöz, dünya standartlarında etik ve kaliteli sağlık hizmeti sunma misyonu, geleceği günümüze taşıyan sağlık hizmeti yaklaşımı, insana ve doğaya saygı ilkesiyle hayata geçirdiği Batıgöz İskenderun Cerrahi Tıp Merkezi ile büyümeye devam ediyor.
Batıgöz Sağlık Grubu’nun sağlık hizmeti alanındaki tüm deneyimlerini aktardığı merkez; üstün teknolojik donanımı, ulusal ve uluslararası platformlarda önemli başarılara imza atmış hekim kadrosu, tecrübe ve bilinçli bakımla hastanın bedensel ve psikolojik iyileşme sürecine katkıda bulunacak güler yüzlü sağlık çalışanlarıyla, hasta ve yakınlarına sıcak bir ortamda hizmet sunmayı hedefliyor.
Batıgöz Sağlık Grubu, uluslararası standartlardaki sağlık merkezlerinde; Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Orta Asya, Balkanlar ve Avrupa’dan gelen birçok hastaya tedavi olanağı sunuyor. Sağlık Turizmi stratejisini dünyanın birçok ülkesinde açtığı irtibat ofisleri ile sürdüren grup, hem yurtdışında yaşayan vatandaşlar hem de yabancı uyruklu hastalar için tedavi planları oluşturuyor.
Merkezleri hakkında bilgiler aktaran Batıgöz İskenderun Cerrahi Tıp Merkezi Başhekimi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Firas Şimşek; “Batıgöz Sağlık Grubu, göz sağlığı başta olmak üzere ileri teknolojileri takip eden, deneyimli hekim kadrosuyla güven uyandıran bir sağlık kuruluşudur. Batıgöz Sağlık Grubu 2004 Yılında, İzmir’in kalbi Çankaya’da kurulmuş olup, devamında hizmete alınan İzmir/Şirinyer (2006), Manisa (2016), İstanbul (2016) ve İzmir/Balçova (2018) şubeleri ile her geçen yıl büyüme istikrarını sürdürmüştür.
2008 yılından itibaren, yurtdışında da yatırımlar gerçekleştiren sağlık grubumuz Romanya’nın başkenti Bükreş’te, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de ve Hollanda’nın önde gelen kent merkezlerinden Rotterdam’da hizmet vermeyi sürdürmektedir.
Batıgöz İskenderun Şubesi’nde teknolojik alt yapımızın göz alanında kullanılabilecek en üst teknolojilere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Lazer ya da katarakta ait teknolojilerde, dünyada kullanılabilecek en üst teknolojiye sahip olmanın yanı sıra cihaz parkuru, hekim altyapısı ve mevcut teknolojiyi kullanabilme deneyimi de çok büyük bir önem taşıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)
