Eğitim-Sen’den TİS Çağrısı!

0
35

Ünsal; “Ücretler Belirlenirken Yoksulluk Sınırı Esas Alınmalıdır! Ortak Taleplerimizi Birlikte Savunalım”

3.5 milyon kamu emekçisinin, 2 milyon emeklinin yaşamını doğrudan etkileyen toplu sözleşme görüşmeleri hakkında açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, ücretlerin belirlenirken “Yoksulluk Sınırı”nın esas alınması gerektiğini kaydetti. Ünsal, ortak taleplerin birlikte savunulması gerektiğini de kaydetti.

2 Ağustos tarihinde başlayan “toplu sözleşme” görüşmelerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından paylaşılan söz konusu teklifin aileleri de kattığımızda 20 milyonu aşkın geniş bir kitleyi hayal kırıklığına uğrattığına işaret eden Ünsal; “Daha en baştan ‘…Kamu işçisi TİS’ini emsal almayın. En düşük işçi ücretine 500 TL artış, 2021 yılı için altışar aylık dilimler halinde %12+%5 ve enflasyon farkı gibi bir teklif beklemeyin…’ sinyali verilmiştir.

Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin tarafından açıklanan teklife göre; kamu emekçilerinin ve emeklilerinin maaşlarında 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde %5+%6, 2023 yılı için ise %6+%6 artış önerilmiştir. Büyük bir lütufmuş gibi, altışar aylık dönemlerde enflasyon farkının oluşması durumunda söz konusu farkın maaşlara yansıtılacağını ifade edilmiştir.

Gerçek Enflasyon Rakamları Esas Alınmalıdır!

Öncelikle KESK olarak 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin yıllardır biriken yüzlerce sorunu orta yerde dururken sadece bir kaç başlığı içeren üstelik vaat niteliğini aşmayan bir yaklaşımın “Toplu Sözleşme teklifi” gibi sunulmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

Bu ülkenin emekçi sınıflarını, dar gelirli vatandaşlarını ezen Ali Cengiz oyunları ile takla attırılan TÜİK enflasyonu yani resmi enflasyon değildir. Bu ülkede hiç kimsenin neredeyse talimatlarla belirlenir hale gelen resmi enflasyon verilerine, yine işsizlik verilerine güveni kalmamıştır. Bizleri yıllardır ezim, ezim ezen sokakta, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız hayatın gerçek enflasyonudur” diye konuştu.

Erimenin yaşandığını açlık ve yoksulluk sınırlarında görüleceğinin de altını çizen Ünsal; “Bu erimeyi, çarptırılmış, takla attırılmış TÜİK verilerinde görmek artık mümkün değildir. Bunun yerine yaşadığımız gerçek hayat pahalılığını yansıtan döviz ve altın fiyatlarına, açlık ve yoksulluk sınırı verilerine bakmak yeterlidir.

  • 2012’de başlanan Toplu Sözleşme sürecinden bugüne aradan geçen 9 yılda ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 450 dolar azalmıştır. ·Yine son dokuz yılda hem açlık hem de yoksulluk sınırı %216 artarken en düşük maaşta yaşanan artış %174’te kalmıştır. ·Son beş yılda ortalama maaşla alınan çeyrek altın sayısı 6,5 adet azalmıştır. ·Yine en düşük maaş ile alınan dolar son iki yılda 84 dolar azalmıştır. ·Son iki yılda asgari ücret %40 artarken kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış %29,85’te kalmıştır. ·Son iki yılda temel tüketim maddelerinin fiyatlarında yaşanan artış %70’i aşmıştır.

Ücretler Belirlenirken Yoksulluk Sınırı Esas Alınmalıdır!

Biz KESK olarak maaş artışlarımız konusunda en başından beri bu verilerden, 4 kişilik bir ailenin insan onurunun gerektirdiği zorunlu ihtiyaçları karşılayabilmesi için yapması gereken harcama düzeyi olan Yoksulluk Sınırını esas aldık. Yıllardır yoksulluk sınırında yaşanan artış ile maaşlarımızda yaşanan artış arasındaki makas açıldı. Sadece son iki yılda hem açlık hem de yoksulluk sınırı %38,6 artarken kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış %29,85’te kalmıştır.

Geçmişte yoksulluk sınırındaki artışı, maaşlarımızdaki reel erimeyi görmeyen hatta KESK’in maaş artışı tekliflerini ‘abartılı’ bulanlar bu dönem bizim maaş artışı teklifimize yakın artışlar teklif etmiştir.

2018 yılından itibaren daha fazla hissedilen, pandemi sürecinde daha fazla derinleşen kriz tüm kamu emekçilerinin reel gelirini çok daha hızlı eritmiştir. Dolayısıyla hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı kayıp daha net görünür hale gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Önerilen Rakam TÜİK Enflasyonunun Bile Altında Kalmıştır!

Tüm bunlara rağmen, yapılan maaş artışı teklifinin hiçbir vatandaşın inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarının bile altında kaldığına değinen Eğitim-Sen Şube Başkanı Ünsal; “Son bir yıllık genel enflasyonun yüzde 19, emekçi kesimler için en önemli kalem olan gıda enflasyonun yüzde 25, yine önemli bir diğer kalem olan ulaştırma enflasyonun yüzde 24,62 olduğu koşullarda 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine 2020 yılı için altışar aylık dilimler halinde %5 +%6 oranları teklif edilmiştir.

Dolayısıyla dün iktidarın 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine yaptığı teklifin adı “Toplu Sözleşme Teklifi” değildir. Açlık sınırının 3 bin, yoksulluk sınırının 9 bin 500 TL’yi bulduğu,yaşanan gerçek hayat pahalılığının %40’ı aştığı koşullarda yapılan aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir” diye konuştu.

Sözlerini kamu emekçilerine seslenerek tamamlayan Ünsal; “Sevgili kamu emekçileri, sevgili emeklikler kim kendini nasıl nitelerse nitelesin her süreçte olduğu gibi bu süreçte de asıl “yetki” sizlerdedir. Bugüne kadar sizin adınıza ‘yetkili’ olarak masaya oturanların yaptığı yanlışların, eksiklerin faturasını maaşlarınızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme ile ödediniz.

Bilin ki bu dönem diğer konfederasyonların özellikle maaş artışı tekliflerinde KESK’in teklifine yakın rakamlar sunar pozisyona gelmesi sizin tabandan yarattığınız baskının eseridir. Ancak bu yeterli değildir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin elindedir.

Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte birleşik bir mücadelenin büyütülmesidir.

Bunun için ayrım yapmaksızın hepinizi İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, Güvenceli İstihdam-Güvenli Gelecek, Demokratik-Adil bir çalışma yaşamı, Halktan yana bir kamu hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek bir toplu pazarlık sistemi için tüm Konfederasyonları, Kamu emekçilerinin birlikte ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here